Dünyanın en büyük tatlı su gölü olan Superior Gölü'nün muhteşem görüntülerini paylaşacağız sizlerle. Dawn Lapointe'in yakaladığı bu görüntüler, gölün kışın donan bölümleri katmanlar halinde iç içe geçerek kırılıyor. Ortaya bu muhteşem görüntüler çıkıyor:
29 Ekim 2016 Cumartesi
by Merak Konuları
19:29:00
Dünyanın en büyük doğal tatlı su gölü Kuzey Amerika'da bulunan Superior Gölü. Lake Superior, Kanada ile Amerika Birleşik Devletleri arasında bulunuyor. Bir buzul gölü olan Superior Gölü'nün buzul devrinde oluştuğu ve bu niteliğiyle oldukça eski bir göl olduğu biliniyor. Kışın tamamen buzla kaplansa dahi ulaşım açısından son derece aktiftir ve yılın 7 ayı üzerinde oldukça fazla bir trafik vardır.
Dünyanın en büyük tatlı su gölü olan Superior Gölü'nün muhteşem görüntülerini paylaşacağız sizlerle. Dawn Lapointe'in yakaladığı bu görüntüler, gölün kışın donan bölümleri katmanlar halinde iç içe geçerek kırılıyor. Ortaya bu muhteşem görüntüler çıkıyor:
Dünyanın en büyük tatlı su gölü olan Superior Gölü'nün muhteşem görüntülerini paylaşacağız sizlerle. Dawn Lapointe'in yakaladığı bu görüntüler, gölün kışın donan bölümleri katmanlar halinde iç içe geçerek kırılıyor. Ortaya bu muhteşem görüntüler çıkıyor:
17 Ekim 2016 Pazartesi
by Merak Konuları
15:06:00
Dünya tarihindeki en büyük savaşların, insanın varoluşuyla
beraber gerçekleştiği muhakkak. Kimisi iç savaş, kimisi devletler arası savaş,
kimisi nükleer, kimisi kılıç kalkanlı savaş... Dünya tarihinde yaşanmış en
büyük 10 savaşı listeledik. Sıralama, bu savaşlarda insanların ve doğanın zarar
görme miktarı göz önünde bulundurularak yapıldı.
10. Napolyon
Savaşları
Pek çok Avrupa ülkesinin, Napolyon'un Fransa'sına karşı ilan
ettiği ve 3,5 milyon ila 7 milyon civarında insanın hayatını kaybettiği
savaşlar serisidir. 1803 - 1812 yılları arasında geçen Napolyon Savaşlarında
Fransa başlarda Avrupa'nın neredeyse tamamını ele geçirmiştir. Ancak özellikle
Rus istilasıyla birlikte Fransa ağır bir yenilgiye uğramıştır.
9. Rus İç Savaşı
Çarlık Rusya'sının yıkılıp Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesiyle başlamıştır. Kızıl Ordu ile komünizm karşıtı Beyaz Ordu arasında gerçekleşmiş gibi görünse de ABD, İngiltere, Fransa gibi emperyalist devletler de Beyaz Ordu'ya verdikleri destekle savaşın açık bir tarafıydı. 1921 yılında Bolşeviklerin zaferiyle süren savaş sonunda Sovyetler Birliği kurulmuştur. Özellikle Beyaz Ordu'nun terör saldırılarıyla birlikte savaşta 5 milyon ila 9 milyon arası insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
8. Dungan Ayaklanması
Çin'de yaşayan Müslüman bir topluluk olan Dunganlar, uğradıkları
baskılar nedeniyle 1862 yılında dönemin Çin Devleti'ne karşı ayaklandı. Qing
Hanedanı'na yönelik başlatılan ayaklanma sırasında bazı hanedanlar da siyasi
sebeplerle müslümanları desteklemişlerdir. 15 yıl süren savaşlar sırasında 10
milyon insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ayaklanmanın başarısız
olmasının ardından Dunganlar Rusya, Kazakistan ve Kırgızistan'a göçmek zorunda
kalmışlardır.
7. Timur'un Fetihleri
Tarihte tartışmalı bir karakter Timur. 4 parçaya bölünen
Moğol İmparatorluğunu tek bir devlet çatısında toplamayı amaçlayan Timur Altın
Orda, Osmanlı, İran ve Memlük devletlerine karşı seferler düzenlemiştir. Bu
seferleri sırasındaki kanlı meydan savaşlarında 15 milyondan fazla insanın
hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bu seferlerin içinde en kanlısı ise Altın
Orda'ya karşı olanlarıydı.
6. Mançu Hanedanı'nın
Çin'i Fethi
Mançu Hanedanı olarak da bilenen Qing Hanedanı 1644 - 1912
yılları arasında Çin'de hüküm süren, Çin'in son hanedanıdır. 1616 yılında Çin'i
hakimiyeti altına almak için Ming Hanedanlığına savaş açan Mançurlar, 1644'te
bunu başardı. Ancak bu süreçte 25 milyon insan hayatını kaybetti.
Çin'de 755 - 769 yılları arasında gerçekleşen iç karışıklık,
General An Luşan'ın Kuzey Çin'de hakimiyetini ilan etmesiyle başladı. Oğlu
tarafından öldürülmesine karşın devam eden ayaklanma 30 milyon insanın hayatına
maloldu. 30 milyon insandan bazıları savaş sırasında ölen askerler, bazıları
kuşatmalar sırasında açlıktan ölen insanlardır. Tarihin en kanlı savaş süreçlerinden
biri olmuştur.
4. Moğol İstilaları
1207 ile 1472 yılları arasında geniş bir zaman aralığını
kapsayan Moğol istilaları dönemde neredeyse tüm devletlere korku salmıştır.
Orta Asya bozkırlarından Doğu Avrupa'ya kadar uzanan Moğollar, Dünyanın toplam
kara yüzölçümünün yaklaşık yüzde 22'sinde hakimiyet sürer olmuştu. Geçtiği
yerlerde kütüphaneleri yok eden Moğollar tarihe kara bir leke bırakmışlardır.
Kaynaklar netlik göstermese de istilaları boyunca 30 milyon ila 60 milyon
insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
3. Birinci Dünya
Savaşı
1914 yılında başlayan korkunç emperyalist paylaşım savaşı,
1918 kadar dünyaya kan sıçratmaya devam etti. Avrupa merkezli gerçekleşen savaş
tüm büyük güçleri girdabına aldı. Dünyanın en büyük savaşlarından biri olan 1.
Dünya Savaşı'nda tam 70 milyonluk bir askeri hareketlilik meydana geldi. Kimi
kaynaklar 15 milyonun öldüğünü söylese de bunun yanıltıcı olduğunu, 40 milyonun
üzerinde insanın bu savaşta öldüğünü belirten kaynaklar da mevcuttur. Askeri
teknolojinin ciddi anlamda kullanıldığı ilk savaş olarak tarihe geçmiştir.
2. Taiping İsyanı
Çinli bir ailenin Hristiyan oğlu Hong Xiuquan, kendisinin
İsa'nın kardeşi olduğunu söyleyerek 1840 yılında yandaş toplamaya başladı.
Yandaşlarının dini ve askeri eğitim almasıyla beraber Hong, 1851'de Taiping
yani büyük huzur dönemini başlattı ve krallığını ilan etti. Başlarda hükümetin
saldırılarını püskürtüp ilerleyen Hong'un isyancıları zamanla gerilemeye
başladı. Hung, Taiping'i tanrının koruyacağını, olduğu yerde kalacağını söylese
de 1864'te zehir içerek intihar etti. Bu ayaklanma sırasında en az 30 milyon
insan hayatını kaybetti.
1. İkinci Dünya
Savaşı
1939'da başlayıp tam anlamıyla küresel bir savaş haline
gelen 2. Dünya Savaşı 60 milyona yakın insanın hayatına maloldu. Dünyadaki
devletlerin büyük çoğunluğu bu savaşta aktif veya pasif, ama mutlaka bir taraf
oldu. 100 milyondan fazla askerin savaşmasıyla dünyanın en büyük nüfuslu savaşı
olan İkinci Dünya Savaşı, yakın tarihe damgasını vurdu. Nükleer saldırı gibi
bir kara lekeyi de barındıran savaş, sonrasında dünyanın tüm dengelerinin
değişmesi ve süper güçlerin ortaya çıkmasıyla da kritik bir dönem oldu.
Elbette bu dünya güzel şeyler de içeriyor. Dünyanın en güzel
10 şehri yazımızı okuyarak ve videomuzu izleyerek havanızı değiştirebilirsiniz:
14 Ekim 2016 Cuma
by Merak Konuları
10:23:00
10. Floransa / İtalya
Floransa, rönesansın gerçek bir yansıması olarak beliriyor.
Rönesans İtalyasının sanatı ve mimarisi Floransa'da adeta can bulmuştur.
Özellikle şehrin geniş kadrajlı fotoğraflarında göze çarpan dev bir yapı var
ki... Floransa Katedrali, diğer adıyla Santa Maria del Fiore Katedrali, bir
diğer adıyla da Duomo; Floransa'nın simgesi haline gelmiş bir yapı. Geniş,
çarpıcı kubbesi ve yüksek kulesiyle ruhani bir doyum sağlayan Duomo,
Floransa'nın mistik atmosferini tam anlamıyla yansıtan bir şaheser.
9. Budapeşte /
Macaristan
Hem gece, hem de gündüz muhteşem ve çarpıcı bir şehir
Budapeşte. Kenti ikiye bölen Tuna Nehri, Budapeşte için önemli bir simge. Tuna
Nehri'nin iki yakasını birleştiren köprülerle Budapeşte, özellikle gece
manzarasıyla dünyanın en romantik şehirleri arasında yer alır. Buda Kalesi ve
Andrassy Caddesi şehrin güzel noktalarından bazılarıdır.
8. Brugge / Belçika
Brugge, büyük bir ülkenin bir megakenti değil, küçük bir
ülkenin şirin bir şehri. Şehrin güzelliğinin altında Ortaçağ mimarisi ve taş
yapılar yatıyor. Brugge, insanı zamanda geriye götürecek bir atmosfere sahip.
117 bin nüfusa sahip şehrin, Ortaçağ'daki boyutlarının neredeyse hiç dışına
taşmamış olması ilgi çekicidir. İçinden geçen, günümüzde ulaşım ve turistik
amaçlı kullanılan kanalla Venedik'i andırır ve "doğudaki Venedik" de
denir. Deforme olmamış antik yapılarıyla ziyaretçilerine romantik ve şiirsel
bir gezi vaadeder.
7. Roma / İtalya
Roma, İtalya'nın başkenti ve en kalabalık şehir olmanın çok
ötesinde bir anlam ifade ediyor. İnsanı şehre adımını attığı andan itibaren
kaplayan tarihsel doku, Julius Cesar'dan gladyatörlere, taht savaşlarından
mimari hesaplar yapan sanatçılara kadar pek çok hayali zihinde canlandırıyor. 2
bin yıldan uzun bir tarihe sahip olan Roma batı medeniyetinin doğduğu yer
olarak kabul edilir. Collesium şehrin ve dönemin simgesi olarak hala dimdik
ayakta duruyor.
6. Amsterdam /
Hollanda
Hollanda'nın başkenti içinde herkes için bir şeyler
barındırıyor. Dünyanın en eski borsasından "Red Light District" ' e,
kanaldan kafelere ve müzelere kadar pek çok turistik öğe içerir. Özellikle gece
hayatı ile ilgi çeken Amsterdam, bunun yanında tarihi ve sanatsal bir dokuya da
sahiptir. Amsterdam'da bisiklet kullanımı oldukça yaygındır. Pek çok cadde ve
sokak ulaşıma kapalıdır ve toplu taşıma, bireyse ulaşıma nazaran önemli bir
paya sahiptir.
Okyanusun mavisi, doğanın yeşili ve kumsalların
kahverengiyle dünyanın doğal yollardan en güzel şehri denebilir Rio de
Janerio'ya. Yerel adıyla "muhteşem şehir" , huzur dolu plajları ve
etrafında yükselen Sugarloaf Dağı'yla cennetten bir parça gibi. Ünlü İsa Heykeli
de o heybetiyle Rio'yu gölgesine almış durumda bulunuyor. Bu turistik kentte
dünya standartlarındaki oteller neredeyse her mevsim doludur.
4. Lizbon / Portekiz
Lizbon, Portekiz'in en büyük şehri olmanın yanında dünyanın
da en güzel şehirlerinden biridir. Şöhretini planlı bir yapılanmaya borçlu
olmayan az sayıda güzel şehirdendir. Pek çok tepenin eteklerine oturan ve Tagus
Nehri'yle çevrelenen Lizbon, büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Rengarenk eski
sokaklarıyla Lizbon, dünyada görülmesi gereken şehirlerden biridir.
3. Prag / Çek
Cumhuriyeti (Çekya)
Prag'a kuleler şehri de denir. Dünyanın hiçbir yerinde
olmadığı kadar tarihsel ve kültürel bir karışıma sahiptir. Tarihin pek çok
farklı dönemine ait tarihsel kalıntılar şehirde mevcuttur. Charles Köprüsü, Prag'ın
en popüler tarihi harikalarından biridir ve turistlerin uğrak mekanıdır. 2
milyon kişilik nüfusuna karşın yılda 5 milyona yakın turist çeken Prag, dünya
kültürel mirasları arasında bulunan pek çok müzeye, tiyatroya ve sanat
galerisine ev sahipliği yapmaktadır.
2. Paris / Fransa
Paris hakkında söylenecek şeylerin tamamı zaten bugüne kadar
şiirlerle söylenmiştir. Eyfel Kulesi'yle Seine Nehri'yle Paris adeta güzellik
pırıltıları saçmaktadır. Bir gece, Eyfel'in muhteşem ışıklarını seyretmek bile şehri
görmek için yeterli bir sebep. Elbette şehrin turist çeken tek noktası Eyfel
değildir. Sanatın film şeridi Louvre Müzesi, tenis meraklılarının gözbebeği
Roland Garros ile Paris, çokça farklı ilgi alanına sahip turist için çekim
merkezidir. Fransız mutfağının nadide örneklerini de Paris'te tatmanız mümkün.
1. Venedik / İtalya
Tek kelimeyle eşsiz bir kent Venedik. Bir peri masalından
kopmuş kadar büyüleyici atmosferi, bu eşsizliğinin kaynağıdır. Paris denince
aklımıza nasıl Eyfel geliyorsa, Venedik deyince de aklımızda üzerinde
gondollarla insanların gezdiği kanal gelir. Venedik'in sembolü haline gelmiş
kanallar, yalnızca bir ulaşım aracı değildir. Venedik'i baştan sona kaplayan o
romantik kokusunu, ancak gondolla bir tura çıkarak tam anlamıyla alabilirsiniz.
Mimarisiyle, mutfağıyla, romantik dokusuyla şiirlerden tiyatolara, sinemalara
kadar pek çok sanat alanına damgasını vurmuştur. Bu renkli şehrini dünyanın en
güzel şehri olarak tanımlamak, son derece adil olacaktır.
9 Ekim 2016 Pazar
by Merak Konuları
17:53:00
Magmanın yerkabuğundan dışarı püskürüp
birikerek oluşturduğu coğrafi şekillere volkan ya da yanardağ denilmekte.
Kimisi en son onbinlerce yıl, kimisi ise çok yakın zamanda püskürmüş olan bu
yanardağlardan elbette aktif olanları popülerleşmiştir. Yanardağ patlaması
ülkemizde tanıklık edebildiğimiz bir olay değil ancak yanardağlar, dünyanın
belki de en korkunç harikalarıdır.
Bilim camiasında en son 10 bin yıl
önce patlamış yanardağlara aktif yanardağlar denir. Bu tehlikeli dev tepeler
ulaşılmalarının zorluğu, haklarındaki efsaneler ve kahramanlıklarla merak
konusu olmuş, bir o kadar da korkutmuş varlıklardır. Dünyanın en aktif, en
tehlikeli yanardağlarını listeleyip kısa bilgilerle sunacağımız yazıda
sıralamanın öznel olduğunu belirtmeliyim.
1. Kilauea Yanardağı
Günümüzde faaliyeti süren bu kalkan
tipi yanardağ, Hawaii'de bulunuyor. 1983'ten beri faaliyette olduğu bilinen
Kilauea, yerin 60 kilometre altından yüzeye magma çeken ilginç bir tesisat
yapısına sahiptir. Faaliyete geçtiği 1983'ten bu yana sürekli olarak patlamakta
olan Kilauea, çevresindeki pek çok yerleşim birimini yok etmiştir. Faaliyete
geçtiği tarihten beri o kadar lav püskürtmüştür ki, aktığı okyanus kıyısında 2
kilometrekarelik yeni bir kara parçası oluşturmuştur. Yerin delindiği nokta
olarak bilinir ve dünyanın en aktif yanardağıdır.
İtalya/Sicilya'da bulunan Etna'nın,
faaliyetine 500.000 yıl önce başladığı tahmin ediliyor. Stromboli ve Vezüv ile
birlikte İtalya'nın en aktif yanardağlarındandır. 3.500 yıldır oldukça sık
patladığına şahit olunmuştur ve günümüzde bu aktifliğiyle en popüler
yanardağların başında gelir. Öyle ki, kardeşi Vezüv'ün Pompeii efsanesi gibi
Etna Yanardağı da Zeus'un 100 başlı canavar Typhon'u hapsettiği yer olarak
Yunan Mitolojisi'nde kendine yer bulmuştur. 2011 yılındaki şiddetli
patlamasının ardından Sicilya'da
bilgisayarların, kol saatleri ve dijital saatlerin 15 dakika ileri olduğunun
farkedilmesi gibi bir iddia ile bilim kurgu severlerin ilgisini ayrıca çekmiştir.
Patlama sırasında 3-4 büyüklüğünde volkanik depremlere neden olur.
3. Stromboli
Yanardağı
İtalya'da
volkanik Stromboli adası üzerinde yer alan, "Akdeniz'in deniz feneri"
de denen yanardağ, yaklaşık 2.000 yıldır aktiftir. Deniz altında 1.000 metreden
fazla bir volkanik uzantının üzerinde yükselir. Uzun süre aralıklarla patlasa
da hem İtalya'nın hem de dünyanın en tehlikeli yanardağlarından biridir. Son
olarak 2008 yılında patlamıştı. J. R. R. Tolkien, Yüzüklerin Efendisi'ndeki "Mount
Doom" yani hüküm dağı kurgusunu Stromboli'den esinlenerek yaratmıştır.
"Fırın
tepesi" olarak bilinen yanardağ yaklaşık yarım milyon yıldır bazaltik lav
püskütrmekte. Hint Okyanusu açıklarındaki Reunion Adası'nda yer almaktadır. 8
kilometre genişliğindeki dev Enclos Fouqué
kalderasını oluşturmuştur. Bölgede ciddi bir yerleşim olmadığı için büyük
zararlar vermemiştir. Ancak bir teoriye göre bu geniş kaldera Hint Okyanusu'nun
içine düşerek bir megatsunamiye neden olacaktır.
5. Yasur Yanardağı
Yasur
Dağı, özellikle üzerindeki kraterlere düzenlenen turistik seyahatlerle ünlü bir
yanardağdır. Bir pasifik ada ülkesi olan Vanuatu'da yer alan bu volkanın 800
yıldır faaliyette olduğu düşünülmekte. Püskürdüğü lavlar çok uzak mesafelerden
dahi görülebilir. Ulaşılması en kolay volkanlardan biri olduğu düşünülse de,
bazı meraklı ve cesur turistler için ölümcül olabileceği de görülmüştür.
Ambrym,
büyük bir patlamayla oluşmuş 12 kilometrelik bir kalderayla geniş bir
volkandır. Üzerine bulunduğu adanın neredeyse tüm canlılık hayatını sona
erdirecek büyük patlamalar ve lav akıntılarına neden olmuştur. Volkanik patlama
indeksinde ikinci sırada yer almaktadır.
7. Merapi
Yanardağı
Endonezya'da
yer 130 volkan içinde en aktif olanıdır. Püskürttüğü maddeler ve gazlar, dağın
zirvesini yılın 300 günü boyunca kaplar. Patlamalarıyla pek çok kişinin ölümüne
neden olmuştur. 1994 yılında 64 kişinin, son olarak ise 2010 yılında 130
kişinin ölümüne sebep olmuştur. 2010 yılındaki patlama sonrası incelemelerde,
bazı insanların bedenlerinin %95'inin tamamen yandığı belirlenmiştir.
Yerli dilde "tüten dağlar"
anlamına gelen Erta Ale, Etiyopya'da yer alan aktif yanardağdır. Onu ünlü yapan
en önemli özelliği üzerinde bulunan lav gölüdür. 1906 yılından beri varlığını
sürdüren bu lav gölü, en uzun süre varolan lav gölü olarak da bir rekorun
sahibidir. Bu lav gölünün de etkisiyle pek çok turist çeken Erta Ale Volkanı,
muhteşem manzarasının cazibesiyle pek çok turistin hayatını kaybetmesine de
neden olmuş, tehlikeli bir volkandır.
Guetamala'da yer alan Pacaya
Yanardağı, 1965 yılındaki patlamadan önce uzun süren bir uykudaydı. Stromboli
tipi püskürmelerin yanı sıra kül patlamalar ve lav akıntıları da görülür. 2010
yılının Mayıs ayında şiddetli bir şekilde patlayan Pacaya Yanardağı tam 1500
metre yüksekliğe dev bloklar halinde maddeler püskürtmüştür. En az 1.800
kişinin evlerini boşaltmak zorunda kaldığı bu felaket, 1998, 1966 yıllarında da
tekrarlanmıştı.
10. Erebus Yanardağı
Aktif volkanların içinde dünyanın en
güneyinde yer alan Erebus Dağı, Antartika'da yer almaktadır. Dünyada az sayıda
bulunan lav göllerinden biri de bu volkanda bulunmaktadır. Zirvesi tam 3794
metre yüksekliktedir.
Yellowstone'u listeye almadım çünkü
aktif bir yanardağ olduğunu söylemek zor. Bilim insanları aktif bir volkan
olarak göstermiyor ancak listeye "Yellowstone patlarsa" ihtimali
üzerinden girecek bir yanardağ. Zira, 60 km uzunluğunda, 40 km genişliğinde ve 10 km
derinliğinde magma haznesi ile 24.000 metreküp magma içeren bu süpervolkanın
patlaması halinde Amerika'nın üçte ikisinin yok olacağı, hatta dünyada canlı
yaşamın tamamen sona ereceği iddiaları ciddiye alınması gereken düzeyde ortaya
atılıyor. Dünyanın sonu teorileri arasında yer alan muhtemel Yellowstone
patlaması sonrası atmosferi kaplayacak kül tabakasının sıcaklığı düşürerek bir
buzul çağı getireceği söyleniyor. 2010'da Eyjafjallajökull Yanardağı'nın ortaya çıkardığı sonuçları
düşünecek olursak, bu süpervolkanın patlaması gerçekten yok edici olacaktır. 300 bin yılda bir patlayacağı öngörülen
Yellowstone, bir saatli bomba gibi 360 bin yıldır orada duruyor. Dünyanın sonu
hakkında 10 teoriyi derlediğim videomu da bu vesileyle izleyebilirsiniz.
4 Ekim 2016 Salı
by Merak Konuları
12:46:00
Deep Web son yıllarda özellikle gençler arasında merak
konusu olmuş bir konudur. İnsanoğlunun içindeki merak ve bilinmeyene ulaşma
arzusu, hakkında yayılan pek çok efsaneyle beraber internetin bu tarafını
gündeme oturtmuştur. Bu yazıda Deep Web hakkında temel bilgilere yer vereceğim.
Deep Web yasal mıdır, kulaktan kulağa yayılmış Deep Web efsaneleri, hakkındaki
yanlış bilgiler gibi konularda sorulara birlikte cevap arayacağız.
Deep Web Nedir?
Deep Web, Türkçe karşılığıyla telaffuz edersek Derin Ağ
aslında yaygın tanımı yanlış yorumlanmış bir olgudur. Şöyle ki internette gizli
tutulan, arama motorlarının görüntüleyemediği tüm siteler Deep Web
dahilindedir. Bizim yaygın tanımla bildiğimiz uyuşturucu satıcılarının, gizli
devlet bilgileri yayınlayanların bulunduğu iddia edilen ağa ise Dark Web yani Karanlık
Ağ denir. Yani Dark Web, Deep Web'in içinde bir ağdır.
Google, Bing, Yandex, Yahoo gibi arama motorlarıyla Deep Web
sitelerine ulaşmak mümkün değildir. İşte bu yüzden Derin Ağ deniliyor. Deep Web
hakkında söylenen "bildiğimiz internetin 10 katı büyüklüğünde"
söyleminin doğru olabileceğini buradan hareketle söyleyebiliriz. Zira devlet ve
şirketlerin bilgileri, kütüphane gibi görüntülenmesi istenmeyen arşivler,
forumların ve sitelerin sistem ve yönetici modüllerindeki klasörler gibi pek
çok içerik Deep Web'e dahildir.
İşte merak edilen kısım burası. Deep Web'e internette buz
dağının görünmeyen tarafı dersek, Dark Web de buz dağının görünmek istenmeyecek
kısmı olur. Deep Web'in bu kısmında silah satıcıları, uyuşturucu tacirleri,
çocuk pornosu servis edenler, kiralık katiller, gizli devlet bilgileri
yayınlayanlar dahil olmak üzere pek çok suç unsuruna bulaşmış kişilerin
siteleri mevcut. Deep Web hakkında söylenenler yaygın olarak bu kapsamdadır.
Ben de yazının devamında Deep Web ifadesini bu kapsamda kullanacağım.
Bilindik internet tarayıcılarıyla Deep Web'e girmek güvenli
değildir ve pek çok kişiye göre mümkün de değildir. Deep Web sitelerine erişebilmek
için özel tarayıcılar kullanmak gerekir. Bunların içinde en çok bilineni ve
kullanılanı olarak Tor Browser öne çıkıyor. Tor Browser kullandığınızda
konumunuz sıklıkla değişir ve takip edilmesi zor bir hal alır. Ancak Tor
Browser'ın güvenliği hakkında da ciddi endişeler var. Tor Projesi'nin ABD
donanması (NSA) tarafından başlatıldığı, sonrasında iptal edilip internete
servis edildiği söylenir.
Tor Browser'a girdiğinizde Google, Bing gibi arama
motorlarıyla Deep Web linklerine, sitelerine ulaşabileceğinizi sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. En başta söylediğim gibi arama motorlarının görüntüleyemediği
siteler vardır internetin bu kısmında. Bazı popüler dizinlere girilebilir ancak
merak ettiğiniz şeyleri burada görmeniz pek mümkün olmayabilir. Burada sıradışı
domainler, urller mevcuttur ve bu sitelere ulaşabilmek için önce belirli liste
sitelerine ulaşmanız gerekmektedir.
"???.com, ????.net" gibi uzantıları Deep Web'de
görmeniz mümkün değildir. Burada genellikle ".onion" uzantılı siteler
vardır. Bu Deep Web linklerine ulaşmak için Hidden Wiki gibi servisler belirli
yönlendirmeler yapar. Tor Browser'da ilgili ayarlar, site listeleri ve daha
detaylı bilgiyi teşvik edici olmaması açısından paylaşmayacağım.
Deep Web'e Girmek Suç
Mu?
Deep Web' girmek suç değildir, bu açık. Ancak suç tanımınız
burada ne yaptığınıza bağlı. İnternetin bu karanlık yüzünde silah tacirleri,
tecavüz ve çocuk pornosu yayıncıları gibi karanlık insanlar olduğunu unutmayın.
Kaleşnikof siparişi verirseniz veya kiralık katil tutarsanız bu elbette suçtur.
Burada pek çok şeyin suç tanımına girebileceğini de aklınızda bulundurun.
Örneğin çocuk pornosu izlemek ciddi bir suçtur. Bunu yapacak kadar ruh hastası
olmasanız da yanlışlıkla karşınıza çıkabilecek bu kötü durumlardan uzak
durmalısınız.
"Deep Web'e bir girersen bir daha çıkamazsın"
şeklinde konuşan spekülatörlere kulak asmayın. Bir arkadaşa bakıp
çıkabilirsiniz. Ama içerde yaptıklarınız, dışarda başınıza bela olabilir. Bu
yüzden Deep Web'e girilmesini suç teşkil etmeyecek şekilde girecek olsanız bile
tavsiye etmem. Kendinizi kaptırıp suça bulaşmanız için gerekli koşulları burada
bulabilirsiniz. Güvenliğinizi sağlamayıp kötü niyetli kişilerin eline koz
verebilirsiniz. Zaten sizde merak uyandıracak pek çok şey aslında birer efsanedir.
Şimdi bu konuya değineceğim:
Deep Web Efsaneleri
Her gizemli şeyde olduğu gibi bu konuda da çokça efsane
türemiş, yanlış bilgiler kulaktan kulağa yayılmıştır. NASA'nın gizli tuttuğu
uzaylı görüntüleri, büyü kitapları, gizli devlet bilgileri, görüldüğü an beyin
yıkayan gizemli tarikat görüntüleri, Slender Man videosu gibi yayılan efsaneler
birer yalandan ibarettir. Deep Web'in karanlık bir yüzünün olduğu gerçek. Fakat
burada ancak suçlu bulabilirsiniz, dünyanın bilinmeyen sırlarını değil. Bunu
kimse size kendini riske atarak üstelik bedava vermez.
Slender Man
Bu görüntü Deep Web'de servis edilmiş. Bu arkadaşa Slender
Man deniyormuş. Slender Man yüzü olmayan, gizli bir tarikata üye paranormal bir
yaratıkmış. Deep Web'de birileri bu yaratığın görüntüsünü, birileri de
videolarını yayınlamış. Şöyle bir fotoğraf yaratmak, orman arkaplanı üzerine
editlemek çok zor bir iş değil.
Rwetgi
Deep Web'i merak ediyorsanız bunu muhtemelen görmüşsünüzdür.
"rwetgi" kullanıcı adında bir kiralık katil, chat odalarında pazarlık
edip istediğiniz kişiyi para karşılığı öldürüyormuş. Bu arkadaşın
müşterilerinden parayı işini bitirdikten sonra alıyormuş ve parasını
vermeyenlere inanılmaz işkenceler yapıyormuş. Babasından dayak yiyen bir
ergenin makyajladığı maskeyle çektiği bu fotoğrafın efsanesi de bu şekilde
yayılmış. Bir de aynı şekilde çalışan korkunç görünümlü kambur katil varmış da
onun korktuğu tek kişi "rwetgi"ymiş falan. Evet böyle şeyler
söyleniyor.
Şu başlığı Google'a yazarak ulaşacağınız görüntülerin
dışında Deep Web'de birşey bulamazsınız. Varsa da yeni fotoshoplanmış taze
montajlardır. Evet Deep Web gizliliği olan ve kapatılması, takip edilmesi
oldukça zor bir sistemdir. Ancak Tor Browser kullanarak takibinizi zorlaştırmak
sizi bulanamaz kılmaz. NASA'nın gizlediği uzaylı görüntülerini herkesin bilmesi
de mümkün olmaz.
Bunlar en çok bilinen efsaneler.
Gizli büyü kitabı
Buradaki büyülerle istediğiniz insanı etkileyebileceğiniz,
ruhani işler yapabileceğiniz söyleniyor. Bunu da Google aracılığıyla
bulabileceğiniz düşünülürse çok da gizli olmadığını söyleyebiliriz. İsteyene
gönderebilirim ama ilgi çekici bir tarafı yok.
Korkunç Fotoğraflar
Bunların yanında pek çok korkunç fotoğrafla karşılaşabilirsiniz ki bu fotoğraflara zaten bilindik arama motorlarından da ulaşabilirsiniz. Çünkü bunlar gizemi çözülememiş paranormal varlıklar değil, aklını paranormaliteyle bozmuş montajcıların eserleridir. Tabii gece korkutmaz mı, korkutur. Korkunç görüntülerden oluşan kısa videomu buradan izleyebilirsiniz:
Sonsöz
Her şeyi özetleyecek olursak Deep Web, son zamanlarda pek
çok efsaneye konu olan ve anlatılanları dinleyenlerin daha girmeden korktukları
bir katmandır. İçerisinde suç unsurları barındıran öğeler barındırır. Çocuk
pornoları, kiralık katil ilanları, iğrenç görüntüler, Wikileaks belgeleri
bunlar gerçektir. Ancak içerdiği söylenen şeylerin arasında pek çok yalan da
vardır. Günlük hayatta olduğunu bildiğiniz psikopatların yanında oturmak size
haz vermiyorsa buradan da herhangi bir haz almazsınız. Paranormal hevesleriniz
varsa tatmin olmayacağınızı da söyleyebilirim. Hevesini almak isteyen girip
bakabilir ancak Deep Web, Dark Web kısmında söylencelerin ötesinde değil.
Merakla kalın.
30 Eylül 2016 Cuma
by Merak Konuları
00:42:00
Astral Seyahat Nedir?
Aynı anda birden fazla yerde bulunabilme, engel tanımadan
gezinebilme, normalde gidemeyeceği yerlere hızlı bir şekilde gidebilecek olma
düşünceleri insanları cezbeder. Astral seyahat bu yüzden insanlar için merak
konusu olmuş hususlardan biridir. Astral seyahat en basit tanımla ruhun
bedenden bir süreliğine ayrılıp farklı yerlere gidebilmesidir.
Astral seyahat uyku sırasında gerçekleşir ve 5 dakika ile 2
saat arası zaman süreçlerinde olur. Belli teknikler altında yapılabilecek olan
astral seyahatte ruhun bedeni terk etmesi sırasında bilinç açıktır. Bu süreçte
duvarlar, mesafeler önemsiz kalır ve insan istediği yere çok hızlı bir şekilde gidebilir.
Burada gezinebilir, bedenin bulunduğu zaman boyutunda farklı yerlerde yaşanan
olayları gözleyebilir, bilgi edinebilir. Astral seyahat yapanlar tarafından
anlatılanlara göre süreç kabaca bu şekilde işler.
Astral Seyahat Nasıl Yapılır?
Astral seyahatin uyku sırasında gerçekleştiğini söylemiştim.
Stres dolu bir günün sonundaki uykuda veya oldukça gevşek bir uyku esnasında
gerçekleşir. Astral seyahatin en büyük düşmanının korku olduğu söylenir. Ruh
bedenden ayrılırken kalp atışları ve heyecan yükselir. Ruh bazı insanlarda
geride kalan bedenini gördüğü zaman korkar ve seyahat gerçekleştirilemeden
uyanır. Aynı şekilde uçma, duvarın içinden geçme gibi durumlarda da alışkın
olmayan insanlar korkuya veya heyecana kapılarak uyanır.
Astral seyahat yapmak için öncelikle rahat bir ortam
gerekiyor. İnsan rahatsız edilmeyeceğinden emin olduğu bir odada ve yatakta,
kendisi için en rahat pozisyonu bularak sırt üstü uzanmalıdır. Kişi pozisyonunu
bulduktan sonra meditasyon durumuna geçmeli, belli bir şeye odaklanmalı ve onun
sıradışı değişimlerini zihninden geçirmeli. Yeni başlayanlara yatağında sırt
üstü yatarken kendini tavanda hayal edip aşağıdaki bedenine bakması tavsiye
edilir.
İlk başlarda bazı başarısız astral seyahat deneyimleri,
sonrasında daha iyi bir odaklanmayla yerini başarılı denemelere bırakır.
Kişinin korkudan arınması, ruhu bedenden ayrılırken paniğe kapılmadan süreci
devam ettirmesi ve ilk denemelerde fazla uzaklaşmaması önerilir. Sonrasındaki
deneyimlerle birlikte artık astral seyahat daha kolay bir hale gelecek ve kişi
galaksiler arası gezintilere bile çıkabilecektir.
Astral Seyahat Tehlikeli Midir?
Konu hakkında deneyimleri olduğunu söyleyen kişilere göre
astral seyahat tehlikeli değildir. Ancak kalp, tansiyon rahatsızlığı yaşayan
bireylerin dikkatli olması önerilir. Ruh bedenden ayrılmış olduğu için bedeni
kontrol etmek mümkün olmaz. Ayrıca bazı psikolojik sorunlara yol açabileceği de
söylenir. Aslında bu başlıktaki soru, astral seyahat gerçek midir sorusuna
verdiğiniz cevaba göre sorulmalıdır. Örneğin bilim insanları için astral
seyahat tehlikeli değildir, çünkü astral seyahat diye bir şey yoktur. Şimdi bu
konuya değineceğiz
.
Bilimde Astral Seyahat
Astral Seyahat tartışmalı bir konudur. Bu konudaki
tartışmaların en az olduğu camia ise bilim camiasıdır. Zira astral seyahat
temelde ruhun bedenden ayrılmasını esas alırken bilimde ruh kavramı yer
almamaktadır. Bu noktada dahi astral seyahatle ters düşen bilim, yine de onu
yalanlama çabasından geri durmamıştır. Bilim çevrelerinde astral seyahatin
"lucid dreaming" ile karıştırılan bir kavram olduğu ve gerçek
olmadığı söylenir. Lucid dreaming, uyku sırasında
beynin uyku moduna alınması gereken bölgeleri çalışmayı sürdürüp etraftan gelen
verileri yarı-bilinçli olarak işlemeye devam etmesidir. Bu sebeple eğer ki bu
dönemde rüya görülecek olursa, bilincimiz "yarı-bilinçli" olarak bu
rüyaları da fark edecek dolayısıyla duyu organlarımızla bu rüyayı kontrol
etmemiz mümkün olacaktır. İşte bu Yarı-Bilinçli Rüya deneyimidir ve düzgün bir
şekilde çalışılarak öğrenilebilecek bir yetenektir. Lucid dreaming ile ilgili
daha sonra detaylı bir yazı yazacağım.
Randi Vakfı'nın astral seyahat iddiasında bulunan kişiler
üzerinde yapılan araştırmada, kişinin önce astral seyahat yapması istenmiştir.
Kişi, astral seyahatı sırasında Jüpiter gezegenine gidip oradan bilgi aldığını
iddia etmiştir. Bu argümanı sonrasında da kendisinden 65 farklı bilgi
alınmıştır.Yapılan incelemeler sonucunda bu bilgilerin 11 tanesinin doğru geri
kalan hepsinin ise ya tamamen ya da kısmen yanlış olduğu tespit edilmiştir. Bu
11 doğru cevabın da 1 tanesi piyasadaki herhangi bir kitapta bulunamayacak
kadar orjinal, 7 tanesi bariz bir şekilde bilinen gerçekler, 4 tanesi ise
herhangi bir referans kitabından öğrenilebilecek gerçeklerdir. Kişinin verdiği
bilgilerden 30 tanesi tamamen yanlış, 9 tanesi tespit edilemeyecek kadar üstü
kapalı/bulanık, 5 tanesi bilimsel spekülasyon, 10 tanesi ise kısmen hatalı
bilgidir. Bu başarı yüzdesi, %37 civarına denk gelmektedir ki gezegenler
hakkında önbilgili bir insan Jüpiter ile ilgili 65 bilgiyi uyduracak olsa,
muhtemelen %50 civarı bir başarı elde edecektir. Bu sebeple deneme tam bir
başarısızlık ile sonuçlanmıştır.
İslam'da astral seyahatin yeri hakkında net konuşabilmek
mümkün değil. Kuran'dan bazı ayetleri referans göstererek bunun mümkün olduğunu
ve günah olmadığını iddia eden grubun yanında, mümkün ancak aynı zamanda günah
olduğunu iddia edenler de vardır. İman çerçevesinde nefislerini terbiye etmiş
insanların ruhlarının bir anda birçok yerde bulunabildiği, bunun astral seyahat
ile açıklanabileceği söylenir.
Son Söz
Astral seyahat deneyimlerini paylaşan insanlarla iletişime
geçtiğinizde, bunun kesinlikle gerçek olduğuna inanabilirsiniz. İnsanoğlunun
içindeki dayanılmaz gizem ve metafizik tutkusu, sınırsızlık hayali; astral
seyahate inanmaya yönlendirebilir. Kötü amaçlar için kullanılmadığı takdirde
dinen herhangi bir sakıncası olmadığı görülen bu durumun en büyük düşmanı, tüm
karanlık ilimlerde olduğu gibi yine bilimdir. Ruh kavramını kökten reddetmiş
olan bilim, bu durumun gerçek olmadığını, deneyim yaşadığını iddia edenlerin
birer yalancıdan ya da psikolojik sorunlar yaşayan kişilerden ibaret olduğunu
söylüyor. Konu hakkında literatürdeki kaliteli kaynaklara ulaşıp, sonrasında
inanıp inanmamak size kalmış. Merakla kalın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)