9 Ağustos 2018 Perşembe

Mali ve Cibuti Nerededir? Ortak Özellikleri Nelerdir?

by

Mali nerededir? Eski Mali İmparatorluğu bölgesinde kurulmuş bir ülkedir. Mali, Batı Afrika'nın iç kesimlerinde bir kara ülkesidir. Kuzeyde Sahra Çölü’nün merkezine kadar uzanır. Ülkenin yarısından fazlası aşırı sıcak, toz yüklü bir çölde bulunuyor. Bu bölge, çöl ve savan iklimleri arasında kalmıştır.



Mali’nin komşuları kuzeyde Cezayir, doğuda Nijer, güneyde Burkina Faso ve Fildişi Sahilleri, güneybatıda Gine ve batıda Senegal ile Moritanya’dır.



Yüzölçümü 1,241,238 km²’dir. Bu büyüklüğü ile, Almanya'nın 3,5 katı büyüklüğündedir. Ülkenin en yüksek yeri, 1.155 m yüksekliğindeki Hombori Tondo Dağı'dır. Mali'nin iklimi, güneyde subtropikal, kuzeyde çöl iklimi olarak değişir.

Mali’nin nüfusu 16,3 milyondur. Başkenti ve en büyük şehir Bamako’dur. Resmi dilleri Fransızca ve bir yerli dil olan Bambara (Bamanankan)’dır. Nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ı Müslüman’dır.



Cibuti nerededir? Ülke, Afrika'nın kuzeydoğu kıyısında, Kızıldeniz'e ve Bab-el-Mandeb boğazına kadar uzanan küçük bir ülkedir. Komşuları Eritre, Etiyopya ve Somali’dir. Yemen ile deniz sınırları vardır.

cibuti bayrağı


Cibuti, Kızıldeniz'e ve dünyanın en yoğun nakliye yollarından biri olan Süveyş Kanalı'na giriş ve çıkışları kontrol eden bir noktadadır. Bu konumu nedeniyle Fransa tarafından 1977'ye kadar sömürü altında tutulmuştur.

Cibuti'nin nüfusu 850.000’dir. Başkenti ve en büyük şehri, ülke ile aynı addaki Cibuti şehridir. Resmi dilleri Fransızca ve Arapça’dır. Ayrıca Somali ve Afar dilleri konuşulur. Nüfusun yaklaşık% 94'ü Müslümandır.

Mali ve Cibuti’nin Ortak Özellikleri Nelerdir?



Bu iki ülkenin en büyük ortak özelliği, elbette ikisinin de Afrika kıtasında yer almasıdır. Ayrıca ikisinin de resmi dili Fransızca’dır. Her ikisinde de nüfusun yüzde 90’ından fazlası Müslüman’dır. Hadi yarışmasına ait diğer ipuçlarını da sayfamızda bulabilirsiniz. Merakla kalın.

7 Ağustos 2018 Salı

New York Hakkında İlginç Bilgiler

by


Amerika Birleşik Devletleri, kapitalizmin merkezi olarak elbette sermayenin ve onun araçlarının en çok öne çıkardığı ülke oluyor. Bu en popüler ülkedeki en ilgi çekici şehir ise New York olarak öne çıkıyor. Bu yazımızda New York hakkında ilginç bilgilerden birkaçını sizlerle paylaşıyoruz.

New York'ta 8 milyondan fazla insan yaşıyor. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her 38 kişiden 1'inin burada yaşadığı anlamına geliyor.

Şehrin sembolü olan Özgürlük Heykeli Fransa tarafından hediye edildi. 1886 yılında 100. yıl kutlamaları yapan Amerika Birleşik Devletleri'ne bu dev anıt armağan edildi. Heykel, 214 sandıkta toplam 350 parça olarak taşındı. Bu parçaların birleştirilmesi tam 4 ay sürdü.

özgürlük heykeli new york


New York'ta 800'den fazla dil konuşuluyor. Bu muhtemelen dünyada bir şehirde konuşulan en fazla farklı dil anlamına geliyor. Nüfusun 10’da 1’, İngilizce dışında başka bir dili konuşuyor.

Birleşmiş Milletler, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra 1952'de New York şehrinde kuruldu.

Şehirdeki Federal Reserve Bank, dünyanın en büyük altın deposuna sahip yer olarak biliniyor. Yerin 80 metre altındaki depoda 90 milyar dolar değerinde altın bulunuyor.
İstiridye, 19. yüzyılda burada çok popülerdi. Kabuklar Pearl Street'i (İnci Sokağı) döşemek için kullanılıyordu. Ayrıca Trinity Kilisesi'nin duvarlarında da kullanılıyorlardı.

New York Halk Kütüphanesi 50 milyondan fazla kitaba ve bazı diğer eşyalara ev sahipliği yapıyor. Bu yer, Kongre Kütüphanesi'nden sonra ABD’nin en büyük ikinci kütüphanesidir. Aynı zamanda dünyanın en büyük 3. kütüphanesidir.

Amerika'daki ilk pizzacı, 1895'te bu şehirde açıldı. 60’lı yıllardan bu yana, bir dilim pizza fiyatı, bir metro bileti ile aynı fiyata endekslendi. Hatta bu durum ekonomiye pizza prensibi olarak girdi.

New York’un Brooklyn ilçesi bir şehir olsaydı, Amerika Birleşik Devletleri'nin dördüncü büyük şehri olabilirdi. Queens de bu durumda dördüncü sırada yer alacaktı.

Times Square, adını New York Times’tan almıştır. Meydan 1904'te Times adını alana kadar Longacre Square adıyla biliniyordu.



New York, 1789’da ABD’nin ilk başkenti oldu.

Asya dışında en fazla Çinli nüfusu New York'ta bulunuyor. Aynı şekilde İsrail kentleri dışında en fazla Yahudi nüfusu da burada bulunuyor.


Dünyanın En Güvenli 10 Ülkesi

by
Tedirgin, tehdit altında ve tehlikeli bir yaşantıyı hiçbirimiz tercih etmeyiz. Ancak çoğu zaman yaşadığımız ülkeyi de kendimiz seçemiyoruz. Ekonomi ve Barış Enstitüsü, dünyanın en güvenli ülkeleri hakkında 2018 yılı için bir sıralama yayımladı. Küresel Barış Endeksin olarak bilinen çalışmadan elde ettiğimiz verileri kullanarak en güvenli, en tehlikesiz ülkeleri bir araya getirdik.

Listemizde, her ülkenin güvenlik puanı da yer alıyor. Burada 1 en huzurlu ülkeler, 5 ise en tehlikeli ülkeleri belirtiyor. Yani indeks puanı en düşük olan, en güvenli ülke olarak düşünülecek.

10. İrlanda (1,393 puan)

İrlanda Cumhuriyeti, sürdürdüğü siyasi istikrar ve terörden uzak yapısıyla dikkat çekiyor. Güzel adaları, gezmeye değer güzel birçok doğal ve yapay harikaları ile İrlanda’da geceleri rahatça uyuyabilirsiniz.

9. Japonya (1,391 puan)

Japonya, düşük sayıdaki cinayet ve sınırlı silah erişimiyle barış endeksinde üst sıralarda yer alıyor. Ülkenin güvenliğine ek olarak, her yıl ziyaretçi sayısını neredeyse ikiye katlayan popülerliği giderek artıyor. 2020 yılına kadar ziyaretçi sayısını ikiye katlamayı planlayan ülkede yüksek hızlı trenler, güvenli bir seyahat imkanı sunuyor.

8. Singapur (1,382 puan)

Singapur, son yıllarda güvenlik endeksinde üst sıralara doğru ilerliyor. Asya’daki ada devleti, yasaklar ülkesi olarak anılıyor. Ancak bunlar işe yaramış olacak ki iç ve uluslararası çatışmalarda gözle görülür şekilde düşük puanlar alıyor. İnsanların refah içerisinde yaşadığı, güvenlik sorunu yaşamadığı Singapur bu listede 8. sırayı hakediyor.


singapour

7. Çek Cumhuriyeti (1,381 puan)

Kadife Devriminin yapıldığı ülkenin ismi geçtiğimiz yıllarda Çekya olarak değiştirilmişti. Ülkede kişi başına düşen askeri harcamalar ve suç eylemi sayısı oldukça düşük görünüyor. Bu nedenle en güvenlikli ülkeler arasında yer alıyor.

6. Kanada (1,372 puan)

Güneydeki komşusu ABD hiç de güvenli bir ülke olmasa da Kanada, komşusundan çok daha huzurlu sokaklara sahiptir. Düşük suç oranı ve sosyal refahı ile Kanada, Kuzey Amerika ülkesinden çok bir İskandinav ülkesi gibi profil çiziyor.

5. Danimarka (1,353 puan)

Danimarka, dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ve güvenli ülkeler arasında kendine hep yer buluyor. Ülkenin yaşadığı en büyük dış problem, Kanada ile aralarında yaşadıkları ıssız ada sorunu olarak göze çarpıyor. Ki bu diğer ülkeler düşünüldüğünde gerçekten çok küçük bir problemdir. Kışları çok soğuk olan ülkenin güvenlik düzeyi size huzur içinde bir yaşantı sunuyor.

4. Portekiz (1,318 puan)

Portekiz Avrupa’da insanların en çok ziyaret ettiği ülkeler arasında yer alıyor. Bunun nedeni ise yalnızca doğal güzellikleri ve harika sahilleri değil. Ülke güvenlik endeksinde 4. sırada yer alacak kadar düşük suç oranına, siyasi istikrara sahiptir. Bu özellikler birleştiğinde Portekiz’in başkenti Lizbon’un, Avrupa’nın en ilgi çeken şehirleri arasında yer alması ilginç görünmüyor.

lisbon

3. Avusturya (1,274 puan)

Almanya ve Çek Cumhuriyetinin komşusu ülke, dünyanın en düşük silah ithalatı yapan ülkesi olarak belirtiliyor. Şiddetten uzak sokakları, barışçıl yapısıyla Avusturya, listenin 3. sırasında yer alıyor.

2. Yeni Zelanda (1,192 puan)

Yeni Zelanda, nefes kesen macera seyahatleri için dünyanın tercih ettiği ülkelerden biridir. Ancak bu maceralar yalnızca doğal ortamlarda yaşanıyor. Zira Okyanusya ülkesinde iç çatışma ve şiddet nadir görülen olaylardır. Muhteşem plaj manzaraları ve bu güvenli yapısı, ülkeyi en çok turist çeken ülkelerden biri haline getiriyor.

1. İzlanda (1,096 puan)

Ada ülkesi, Küresel Güvenlik Endeksinde 10 yıldır ilk sırada yer alıyor. Bu küçük ve az nüfuslu İskandinav ülkesinde cinayet, hapishanedeki suçlu ve terör eylemi sayısı sıfıra yakındır. Karadan oldukça uzak bir ada ülkesi olması da dış sorunlar yaşama ihtimalini düşürüyor. Ancak bu başarının sırrı sadece buna bağlanamaz.

6 Ağustos 2018 Pazartesi

Büyük Kanyon Hakkında İlginç Bilgiler

by


Amerika Birleşik Devletlerindeki en popüler ve en çok ziyaret edilen yerlerden biri olmasına rağmen, Büyük Kanyon Ulusal Parkı hala bazı bilinmeyen özellikler taşıyor. Muhtemelen daha önce duymadığınız, Büyük Kanyon hakkında ilginç bilgileri yazımızda bir araya getirdik.

Kaç Yaşında Olduğunu Biliyor Muyuz?

Colorado Nehri'nin Büyük Kanyon'u yaklaşık 6 milyon yıl önce aşındırmaya başladığı uzun zamandır biliniyordu. Ancak 2012 yılında yapılan bilimsel çalışmada ilginç bir bilgi elde edildi. Bu araştırmada aşınma sürecinin 70 milyon yıl öncesinden başlamış olabileceği ortaya çıktı. Büyük Kanyon, bugün bildiğimiz kadarıyla 70 milyon yıl önce küçük kanyonlar olarak belirmeye başladı. Ancak kanyonun bugünkü hali çok yakın zaman önceye kadar şekillenmeye başlamamıştı.


grand canyon

Büyük Kanyon Kendi Mevsimini Yarattı

Büyük Kanyon hakkında bilgiler arasında bu da oldukça ilginçtir. Kanyonun dikey yükseltilerindeki ani değişimler sıcaklık ve yağış üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle hava durumu Büyük Kanyon'un farklı noktalarında büyük ölçüde değişiklik gösterir. Bölgedeki en soğuk havanın bulunduğu yer North Rim'deki Bright Angel Ranger İstasyonu'dur. En sıcak ve kurak nokta ise Phantom Çiftliği’ne 12 kilometre uzaklıktaki yerlerdir.

Dünyanın En Derin Kanyonu Değil

Bilinenin aksine Büyük Kanyon, dünyanın en derin kanyonu değildir. Tibet'teki Yarlung Tsangpo Kanyonu, ABD’deki Büyük Kanyon'un en derin noktasından 3 kilometre daha derine ulaşır. Büyük Kanyon yüzeyden 1,85 kilometre, Yarlung Tsangpo Kanyonu ise 3,53 kilometre kadar derine inen yerlere sahiptir.

Büyük Kanyon’da Dinozor Kemikleri Yoktur

Söylentiler burada yanlış çıkmaktadır. İddialara göre Büyük Kanyon dinozor kemikleri aramak için mükemmel bir yerdir. Ancak bugüne kadar burada hiç dinozor kemiği bulunmadı. Kanyon duvarlarını oluşturan kayalar, dinozorların yaşadığı çağlardan 1 milyar yıl kadar daha eskiye dayanır. Ama kanyonun son hali, dinozorlar varken hala tam oluşmamıştı.

Birçok Fosil Vardır

Dinozorlar Büyük Kanyon'u görememiş olsa da, başka birçok canlı bu bölgeye uğramıştır. Bunu da kanyonda bulunan fosillerden anlıyoruz. Yaklaşık 1.2 milyar yıl öncesine ait antik deniz canlısı fosilleri, yaklaşık 10,000 yıl öncesine kadar kanyondaki mağaralarda yaşayan yeni karar memelileri gibi birçok canlının fosilleri burada bulunmuştur.

Balıklar Nadir Yaşar

Son zamanlarda yapılan taşkın kontrol önlemleri inşa edilmeden önce, Colorado Nehri kanyondaki balıklar için oldukça zor bir yaşam alanına neden oluyordu. Ağır silt, yaşanan taşkınlar ve yazın aşırı sıcak ile kışın dondurucu soğuğa ulaşacak kadar değişken sıcaklıklar bunun nedenidir. Tüm bu nedenlerle Büyük Kanyon’da sadece 8 balık türü yaşar. Bunlardan 6 tür ise endemiktir.

Büyük Kanyon’daki Kasaba

Büyük Kanyon hakkında bilgiler verilirken genel olarak buradaki insan yaşantısından söz edilmez. Ancak kanyonun bilinmeyen yönlerinden biri, içinde bir kasaba barındırmasıdır. Supai Köyü, Büyük Kanyon'un tabanında yer almaktadır. Karayoluyla erişim olmayan ve sadece 208 nüfusu olan köy, ABD’nin 48 eyaleti ile iletişimi en az olan topluluktur. Burada postalar hala katırlar tarafından taşınır.

950 Milyon Yıllık Kayalar


Büyük Kanyon’da, 250 milyon yıllık kaya tabakaları ile 1,2 milyar yıllık kayalar sırt sırta dayanmıştır. Bu özelliği ile kanyon, büyük uyumsuzluk olarak bilinen dünya çapında jeolojik bir fenomen olarak göze çarpıyor. Yüz milyonlarca yıl boyunca bu kayaların içinde yaşananlar gizemini koruyor.

Büyük Kanyon hakkında tüm gerçekleri bildiğimizi hala düşünemeyiz. Arizona eyaletindeki bu görkemli doğal yapı hala sürprizlerle doludur. Kanyonun eşi benzeri olmayan dokusunu hissetmek için Büyük Kanyon Ulusal Parkı'nı her yıl milyonlarca şanslı insan ziyaret ediyor.

5 Ağustos 2018 Pazar

Etna Yanardağı Hakkında İlginç Bilgiler

by

Daha önce Dünyanın En Aktif Yanardağları listemiz ile karşınıza çıkmıştık. Büyük ilgi çeken bu listemizin içerisinde, dünya çapında en çok ilgi çeken aktif volkan, Etna Yanardağı olarak görünüyor. Bu nedenle Etna Yanardağı hakkında ilginç bilgiler konulu bir derleme yaptık. Umarız beğenirsiniz.

Etna nerededir? Etna Dağı, Akdeniz’in en büyük adası olan, İtalya’ya bağlı Sicilya Adası’nda bulunuyor. Avrupa'nın en yüksek yanardağı olan “Mount Etna”, aynı zamanda dünyanın en aktif volkanları arasında yer alıyor. 10,810 metre yüksekliğindeki volkanın aktifliğinin 3500 yıl öncesine dayanan bir geçmişi var.

Her Yıl Patlıyor

Elimizdeki verilere göre 2001 yılından bu yana geçen 17 yılda, 1 yıl hariç her yıl patlamaktadır. Sadece 2007 yılını boş geçen Etna Yanardağı, yüksek seviyede bir faaliyet yaşıyor. Ayrıca her yıl boyunca sadece bir değil, birkaç kez meydana gelen küçük patlamalar yaşanıyor.

Etna patlamaları iki şekilde oluyor. Bunlardan ilki zirve kraterinde diğeri ise yan deliklerinde yaşanan patlamalar olarak biliniyor. En yaygın şekli ise zirvedeki 3 kraterinde meydana gelenler oluyor. Kuzeydoğu, Orta Ve Güneydoğu kraterlerinin sık sık patladığı biliniyor. Ancak yandaki deliklerde yaşanan patlamalar, daha ağır sonuçlara neden oluyor.

etna volcano

Etna Dağı’nın çevresi

Etna Dağı, 1,190km²'lik bir alanı kaplar ve çevresi 93 kilometre uzunluğundadır. Bu büyüklüğü ile İtalya’nın en geniş ikinci dağı olan Vezüv Yanardağı'nın iki katı büyüklüğündedir. Volkanın büyüklüğünden dolayı, Sicilya Adası sakinlerinin yaklaşık dörtte biri Etna Dağı eteklerinde yaşar. Bu turistik bölgeye gelen ziyaretçiler, yıl boyunca volkanda kar bulunması nedeniyle tırmanma ya da kayak sporlarını yapar.

etna volcano

Etna İsminin Anlamı

İddialara göre Etna Yanardağı’nın ismi, Yunanca Aitne kelimesinden gelir. Bu kelime “yanıyorum” anlamına gelmektedir. Yunan mitolojisinde, Ouranos'un kızı (Cennet) ve Ge (toprak) Aitna, yanardağın tanrıçasıydı. Buna ek olarak, Zeus'un dağın altına Typhon adlı yüz başlı bir canavarı gömdüğü ve o huzursuz olduğunda volkanik patlama olduğuna inanılmaktadır.

Roma Ateş Tanrısı

Etna Dağı ile ilgili bir başka efsane, Roma'nın ateş tanrısı Vulcan'ın da burada yaşadığını söyler. Dağın sıcak tabanını metal işlemek için kullanan Ateş tanrısı, silah, demir ve zırh üreticisi olarak kabul edilir. Bu efsaneye göre, Vulcan'ın Jüpiter tarafından bir eşle müjdelendikten sonra aşk ve güzellik tanrıçası Venüs'le evlendi. Vulcan, Venüs’ün kendisini Mars ile aldattığını öğrendiğinde Etna Volkanı’nın tabanında bir demirci inşa eder ve patlamalara neden olur.

Sicilya'da adı Mungibeddu

Etna Dağı, farklı yerlerden ve dillerde farklı isimlerle anılır. İtalya’da, “güzel dağ” anlamına gelen Mongibello veya Montebello denilen volkanın adı, bulunduğu ada olan Sicilya’da biraz daha farklıdır. Buradaki yerliler isimde hafif bir değişiklikle, Mungibeddu olarak yanardağı anar.

Bereketli Toprakları

Yıllarca patlamalar yaşanan Etna’nın çevresi, çok verimli topraklara sahip olmuştur. Turunçgiller, üzüm, hemen hemen tüm sebzelere kadar her şeyi yetiştirmek için mükemmel bir zemin oluşturmuştur. Verimli ve zengin arazisi nedeniyle, Sicilya'nın bitkilerinin neredeyse dörtte üçünün yanardağın çevresinde yetiştiğine inanılmaktadır.

etna volcano

Ölümcül Yanardağ Patlaması

1669 yılının Mart ayında Etna Yanardağı, gürültülü şekilde tepesinde gaz üretmeye başladı. Buna rağmen, Sicilya Adası’nda yaşayanlar yanardağın patlak vereceğine işaretleri görmezden geldi. Üç gün boyunca çevreye yayılan zararlı gazları önceden kestiremediler. Bu süreçte dağın yamaçlarında yaşayan 3000 kişi zehirli gazlar nedeniyle boğularak öldü.

Burada durmayan Etna, bu kez erimiş lavlarını dökmeye başladı. Patlamada yayılan küllerin 160 kilometre uzaktan bile görüldüğü bildirildi. Dağın güney yamacında dökülen lavlar, o dönem 20.000 nüfuslu Catania şehrine ilerlemeye başladı.



Şehirlerini korumaya çalışan Catania halkı, lavları şehirden ve komşu kentlerden Paterno'ya doğru saptırmaya çalıştı. Paterno'da yaşayanlar da bu mücadeleye katıldı. Ancak birkaç hafta süren savaşı Etna kazandı ve lavlar Catania’ya yayılmaya başladı. Şehirde kıyameti yaşatan lavlar 17.000 insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.

Kaslan Nedir? Aslan Kaplan Birleşimi Hakkında İlginç Bilgiler

by
Kaslan, elbette kulağa ilginç gelen bir isim. Bu cins bir erkek aslanın ve bir dişi kaplanın melez yavrularıdır ve doğal ortamda bulunmazlar. İngilizce “lion” ve “tiger” kelimelerinin birleşiminden oluşan “liger” terimi ilk kez 1930'larda ortaya çıktı. Aslan kaplan birleşimi için Türkçe’de kaslan terimi kullanılıyor. Yazımızda kaslanlar hakkında ilginç bilgileri bir araya getirdik.

10. Kaslan Nedir? 

Tarihi ve Kökenleri Son yıllarda, “kaslancılar” onu en tuhaf yaratıklardan biri olarak gündeme getirdi. Bu hayvanların kökenlerini tespit etmek için nispeten zordur. Kaslan türü için ilk tasvirler Hindistan'da, İngilizler döneminde başlamış gibi görünüyor. Bu dönemden sonra çeşitli sanatçılar ve zoologlar tarafından birçok resim ve liger tasvirleri ortaya çıktı. 1837'de iki bebek kaslan doğdu ve Kral IV. William ve Kraliçe Victoria'ya verildi.

Daha sonra 1897'de Almanya'nın Hamburg kentinde üç yavru daha doğdu. Bu türden aslan kaplan birleşimi olarak bahseden ilk kişi, 1902'de Animal Life ve Nature of Nature dergisinde yazdıkları AH Bryden oldu. Güney Afrika'daki Bloemfontein Hayvanat Bahçesi ise 1935 yılında bu cinse ev sahipliği yapan ilk yer olarak kayda geçti. Bugün, ligerler dünyanın dört bir yanındaki hayvanat bahçelerinde (çoğunlukla ABD’de) bulunuyor. 

9. Temel Özellikleri

ligre


Daha önce de söylediğimiz gibi, kaslanlar erkek aslanların ve dişi kaplanların yavrularıdır. Bugün, bu melez hayvandan yaklaşık 200 adet vardır. Az sayılarından dolayı, bir liger'in tüm özelliklerini büyük bir doğrulukla belirlemek oldukça zordur. Yine de, ortalama bir kaslan; aslan veya kaplana göre çok daha büyük ağırlığa ve uzunluğa sahiptir. Bununla birlikte, obeziteye eğilimlidirler ve tek bir oturmada 100 kilo kadar et yiyebilirler. Bu nedenle, bakıcılar genellikle günde 25 ila 30 poundluk yiyecekle beslemektedir. 

Günümüzde yaşayan çoğu liger, aslanların ve kaplanların bir arada tutulduğu esaret altında meydana gelen kazara çiftleşmenin sonucu olmuştur. Ayrıca karada yaşayan en büyük etçil hayvan ve filden sonra dünyanın en büyük ikinci hayvandır. (Ayılar omnivor olduğu için bu sıralamaya girmez) 

8. Görünüm ve Kişilik 

Aslanlar ve kaplanlar farklı yaşam tarzına ve farklı yaşam alanlarına sahip kedi türleridir. Farklı görünüp farklı davranırlar. Ligerler ise, her iki türden de özellikler barındırır. Büyük, kaslı bir vücuda sahipler ve kürkleri kumlu, koyu sarı bir renge sahiptir. Baş ve vücut yapısı, bir aslanınkine daha çok benzer. Erkek aslanınki kadar büyük ya da etkileyici olmasa da, yeleleri çıkabilir. Ancak kuyrukları bir kaplanınkine benzer. 

Kükremeleri aslana benzese de ondan farklıdır. Bazı durumlarda bir kaplan gibi de ses çıkarabilir. Kaslanlar oldukça sosyal birer hayvanlardır. Mükemmel yüzücülerdir ve kaplanlar gibi su etrafında olmaktan hoşlanırlar. Şaşırtıcı olsa da, ebeveynlerinden daha uysaldırlar. 

 7. Doğadaki Kaslanlar 

Bugüne kadar, vahşi yaşamda var olan kaslanlara ait resmi veriler yoktur. Söylenen şeylerin çoğu söylentiler ve spekülasyonlardan başka bir şey değildir. Hindistan’da 19. yüzyıldan itibaren, hem aslanlardan hem de kaplanlardan daha büyük olan bazı "büyük kahverengi kedilerin", kırsal alanda gezindikleri görülmüş ve bunların “liger” oldukları yönünde spekülasyonlar yapılmıştır. Yani teoride de olsa, kaslanların vahşi, insan müdahalesinden tamamen bağımsız olarak yaşamaları mümkündür. 

Bazı bilim insanları ligerlerin vahşi doğada hayatta kalamayacağını söyler. Aslında, normal şartlarda bu mümkün olabilir. Bir liger avını kolaylıkla kovalayabilir ve saatte 96 km hıza kadar ulaşabilir. Bu yüzden gücü ve büyüklüğü sayesinde kolayca avlanabilir. Sosyal hayvanlar olmaları ve yüzmekten hoşlanmaları da göz önüne alınırsa, vahşi doğada da aslanlar ve kaplanlar üzerinde bir hakimiyete sahip olabilirler. 

 Ancak bunların vahşi hayatta yaşamasına izin vermeyebilecek çeşitli faktörler vardır. Bunlardan biri, büyük boyutları nedeniyle avlanmakta ve bu avlarla besin yeterliliği sağlayabilmekte zorlanmaları olasılığıdır. Bir başka neden ise, melez bir tür oldukları için üreme ihtimallerinin olmamasıdır. Bugüne kadar hiçbir erkek kaslan, bir yavru üretmekte başarılı olmamıştır. Ayrıca hiçbir zaman saf bir liger yavrusu doğmadı. Ancak henüz az sayıda oldukları için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duymaktadır.


liger


6. Tigonlar 

Aslanlar ve kaplanlar birbirleriyle üreyebilirler çünkü genetik olarak, kromozom sayıları çiftleşip yavru üretmek için uygundur. Liger bir erkek aslanın ve bir kaplanın yavrusudur. Bir erkek kaplanın ve bir dişi aslanın yavrularına ise “tigon” denmiştir. Bugün, tigonların sayısı, ligerlerden çok daha azdır. Tigonlar da ligerler gibi her iki ebeveynin özelliklerini sergiler. Bununla birlikte, iki melez tür arasındaki en büyük fark, tigonların genellikle bir aslan ile aynı büyüklükte olması, kaslanların ise daha büyük olmasıdır. 

 5. Titigon, Tiliger, Litigon ve Liliger 

Bu melezler bir aslan ve bir tigon ile sonuçlanan bir tigon ya da bir kaplan ve bir kaplan ile sonuçlanan bir tigon arasındaki melezleşmenin bir sonucudur. Fakat tüm bu durumlarda tigonlar ve ligerler dişi iken, kaplanlar ve aslanlar erkekti. Bu durumların her birinde, yavrular babasının türünün ve özelliklerinin daha fazla özelliğini sunar, çünkü bu genler tüm yapının % 75'ini temsil eder. Bu türler elbette birer fantezi ürünüdür. 

4. Davranışsal Sorunlar 

Bu kedi türlerinin melezlenmesinin mutlaka bazı yan etkileri olacaktır. Kısırlık sorunu mevcuttur. Kaslanlar, iki farklı davranış şeklinde sahip iki farklı türün ürünü olduğu için, duygusal veya davranışsal çatışmalar sergilenebilir. Dişi aslanlar gibi kız kardeş bağı kurmak için karışık hislerden geçerken, aynı zamanda kaplanlar gibi işbirliğine karşı tahammülsüzlük sergileme olasılığı vardır. Ayrıca kendi türünden farklı özellikler sergileyen bu ilginç tür, anneleri tarafından da reddedilebilir. Hem görünüşü hem de davranışları kendisine benzemeyen bu yavru karşısında ebeveynler saldırgan bir tutuma girebilir. 

3. Nadir Beyaz Kaslan 

Beyaz bir aslan ya da beyaz bir kaplanı görmek gerçekten bir doğa harikasıdır. Beyaz bir liger de bu yüzden çok aranmıştır. 2013 yılında, Güney Carolina'da dört beyaz liger doğdu. Başka yerlerde de bunların olduğuna dair söylentiler olsa da bunlar kanıtlanmamıştır.




2. Katil Liger 

Ligerler aslanlardan veya kaplanlardan daha barışçıl olarak biliniyor. Ancak esaret altında yetiştirilmelerinin de etkisiyle, inanılmaz derecede tehlikeli hayvanlar olabilir. 2008 yılında ABD’de bir bakıcı olan Peter Getz bir kaslan olan Rocky’nin yanına girdi. Normal şartlarda Rocky, dışarıdan bir direk yardımıyla beslenirdi. Peter Getz o gün bu kuralı göz ardı etmiş ve dev liger tarafından saldırıya uğramıştır. Saldırıdan ağır yaralarla kurtulan 32 yaşındaki Getz, ertesi gün hayatını kaybetti. 

 1. Tartışmalar

Herkes bu melez kedilerin varlığından memnun değildir. Birçok insan esaret altında yetişen, daha yüksek doğum kusurları ve hormonal dengesizliklere sahip olabilen, depresyona yatkın olduğu iddia edilen bu hayvanlar için endişe duymaktadır.

31 Ekim 2017 Salı

En İyi Korku Filmleri - En Korkutucu 10 Film

by




10. 28 Days Later – 28 Gün Sonra

Mutasyon geçiren insanlar etrafında dönen bilimsel bir korku filmidir. Tedavi edilemez ve çok güçlü bir virüs konu alınıyor. Virüslü hayvanlar; bir grup hayvan aktivisti tarafından İngiltere'deki bir araştırma merkezinde görevli bilim adamının hoşnutluğuna rağmen serbest bırakılıyor ve virüs yayılırken sonuçlar ölümcül oluyor. Film bundan 28 gün sonra yalnızca bir avuç hayatta kalanlarla başlıyor. Hayatta kalmak için insanlık için bir avuç virüslü zombiye karşı savaş başlıyor.

 9. Alien - Yabancı

Bilimkurgu ile korkuyu harmanlayan fütüristik bir film olan The Alien bir efsanedir. Hikaye, kurtarma görevindeyken, gelecekte bir gezegende bulunacak bir geminin mürettebatını konu alıyor. Gemide kimseyle birlikte olmayan terk edilmiş bir gemi karşısına çıkıyorlar. Terk edilmiş gemide kurtarılanlar için arama yapmaya devam ederken, mürettebat daha önce karşılaşmadığı bir tür yabancı form buluyor. Ve bu uzaylılar yumurtadan çıkıp onlara saldırmadan önce kaçmak zorunda kalıyorlar.

8. The Shinng - Cennet

Harika bir hikaye çizgisinde ilerleyen Shining, sizi korkutacak ve aynı zamanda sizi sonuna kadar çengel tutacaktır. Öfkeli bir yazar olan Jack Torrance, barış içinde yazabileceği bir yer arıyor ve dolayısıyla oğlu Danny ve karısı Wendy ile dağın ortasında yer alan Overlook Hotel'i geziyor. Yeni evlerine yerleştikten sonra, Danny hızlı bir korku vizyonuyla ilgilendi ve Jack, çalışmasına neredeyse kapandı. Dramatik olaylar ortaya çıktıkça Wendy yavaş yavaş Jack ve Danny hakkındaki bazı günahkar gerçekleri keşfediyor.

7. Game of Death - Ölüm Oyunu

Bu korku filmi, işini ve daha sonra otomobilini ve kız arkadaşını kaybeden Pusit’in hikayesini konu alıyor. Büyük bir borca ​​batırılmış, nasıl ödeme yapacağını bilememektedir. Ardından bir yerden gizemli bir ses gelir ve şans eseri, on üç görevin tamamlanmasıyla onu 100 milyon dolar kazanabilecek bir gerçeklik gösterisinin parçası olmak için davet edildi. Teklif aslında cazip görünüyor ve Pusit oyunu oynamayı kabul ediyordu. Seyirciler de eğlenmeye başlıyor; ancak görevlerin gittikçe kötücül ve ölümcül hale geldiğini yakında fark ettik.

6. Psycho - Psiko

Alfred Hitchcock'un başyapıtına dayanan Psycho, harika ve devrim niteliğindeki bir korku filmi sunuyor ve 1960'da piyasaya çıktığında yeni bir tür oluşturuyor. Arsanın Marion Crane'in etrafında dönmesi, bir müşteriden Sam'e sevgilisine yardım etmek için kırk bin dolar çalıyor. Marion'un sahibi Norman Bates ile yaptığı toplantıyı içeren garip olayların bir devamı var ve sonunda Norman'ın annesi Marion'u öldürmek için boğdukları meşhur ve korkunç duş sahnesini izliyoruz.

 5. 100 Feet - 100 ayak

Bu doğa üstü gerilim filmi intikam sanatını yeniden tanımlıyor ve omurga arasında bir soğukluk yayıyor. Film, kendini savunurken öldürdüğü acımasız kocasının öldürülmesinden hüküm giymiş bir kadın hakkındadır. Ev hapishanesindeki hapishaneden serbest bırakılmasının ardından Marnie, evinde başkasıyla yaşar ve her zaman ona saldırmak için hazırlanıyor hissi uyandırıyor. Cümle bitene kadar kesin olarak evde kalmalarını emreden Marnie kabusu, ikamet eden kişinin intikam almak için her şeyi yapan ölen kocasından başka bir şey olmadığını keşfedince geri döndü!

 4. The Ring - Halka

Rahatsız edici bir video kaset içeren sıra dışı bir gerilim filmi olan The Ring, izlemek için radikal bir korku filmidir. Kuzeybatı Pasifik'teki bir kasabada rahatsız edici bir video kaset elden ele geçirilmeye başlandı ve bir dizi unutulmaz ve garip görüntüler oluşturuldu. Saatin ardından, bir dizi izleyici bir hafta içinde öleceklerini bildiren bir uyarı çağrısı alıyor. Bu şekilde, gençlerden oluşan bir grup ölü olarak ölür ve ölülerden birinin teyze eteğini araştırarak günahkâr bir gizemi çözmeye çalışır.

3. A Nightmare on Elm Street - Elm Sokağı Kabusu

En beğenilen korku filmlerinden biri olan film, hayallerinizde size sarılacak! Ölü bir katil kurbanları rüyalarında takip etmeye başlayınca ne olur? Cevabı bilmek ve korkuyu yaşamak için bu filmi izlemelisiniz. Nancy Thompson, tıraş bıçağı eldiveniyle onu takip eden bir adam hakkında korkunç kabuslar görmeye başladığında, yalnızca arkadaşlarının benzer kabus görüyor bulmak için bir şeylerin yanlış olduğunu düşünür. Freddy Krueger, çocuk katili kurbanları terörize etmek için ölülerden geri döndü, hayali haline geldi.

2. 1408

Hiç geçen gece bir perili otelde geçirdin mi? Eminim cevabın hayır olduğundan kesinlikle bu korku filmi boyunca oturmalısınız. Paranormal olayları ortaya çıkardığı için alkışlanan yazar Mike Enslin, oda numarası 1408’i aramak için ünlü otele gelir. Perili evlerin etrafında dönen batıl söylentilerin ortadan kaldırılmasında uzman olan Mike, hayatının şokunu, kanıtlarıyla karşı karşıya kaldığı için yaşıyor.

1. The Exorcist – Şeytan


Çok popüler bir korku filmi olan The Exorcist sizi doğaüstü dünyayla mülkiyet ve mücadeleye götürür. 14 yaşındaki bir kız alışılmadık davranış sergilediğinde, annesi kıza sahip olduğu ve ruh kovucuya ihtiyacı olan bir rahibe seslenir. Exorcist, sahip olduğu kızı geçmişten gelen şeytani bir düşmanla nihai bir savaşla geri getirebilmek için, çok sayıda bölüm ve güçlü bir doğaüstü unsurla mücadele eder.


15 Aralık 2016 Perşembe

Jüpiter hakkında 10 ilginç bilgi

by


Jüpiter, büyüklüğü ve gizemiyle insanoğlunun merak duygusuna tamamen hitap eden bir gezegendir. Yüzyıllar öncesinden bugüne kadar astronominin ilgisini en çok çeken gök cisimlerinden olmuştur. Önemini mitolojiden de anlayabiliriz. Yunan mitolojisinde Zeus'un yeri neyse Roma mitolojisinde de Jüpiter'in yeri odur. Gelin güneş sistemimizin en büyük gezegeni Jüpiter hakkında ilginç bilgilere göz atalım:

jüpiter

10. Jüpiter Bir Yıldız Olabilirdi

Jüpiter'i ve 4 ana uydusunu keşfeden kişi ünlü bilim insanı Galileo oldu. Europa, Io, Ganymede ve Callisto uydularını Galileo'nun 1610 yılında keşfetmesi astronomi tarihinde önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Bu keşif, Ay ile Dünya arasındaki ilişkiye benzer bir ilişkinin, yani Dünya dışında başka bir gök cisminin yörüngesinde uydular bulunmasının ilk belirtisiydi. Bu şekilde Kopernik'in ortaya attığı "Dünya evrenin merkezi değildir" teorisi desteklenmiş oldu.

Bunun yanında, Jüpiter'in bir gezegen mi yoksa yıldız mı olduğu konusu uzun süre tartışıldı. Güneş sisteminin en büyük gezegeni olan Jüpiter, helyum ve hidrojenden oluşan atmosferiyle bir yıldızı andırıyor. 80 kat daha büyük olsaydı Jüpiter bir yıldız olabilirdi. Ancak şu an bile çevresindeki 4 ana uydu ve onlarca küçük uydu ile küçük bir güneş sistemi niteliği taşıyor.

9. Jüpiter ve Büyük Kırmızı Lekesi

büyük kırmızı leke

Jüpiter'in üzerinde saatte 600 kilometre hızla ilerleyen rüzgarlar, gezegeni açık ve koyu renkli şeritli bir görünüme ulaştırıyor. Üst atmosferdeki beyaz bulutlar kristalik bir görünüme neden olurken daha derin seviyelerdeki koyu bulutlar, Jüpiter'in koyu renkli kısımlarını oluşturuyor. Rüzgarlar periyodik aralıklarla değişerek renk değişikliğine de neden oluyor.

Jüpiter'in görünümünde en çok göze çarpan yapı ise Büyük Kırmızı Leke olarak beliriyor. 300 yıllık devasa bir fırtına olduğu düşünülen Büyük Kırmızı Leke, Dünya'nın tam 3 katı büyüklüğündedir. Merkezinde tam 450 kilometre/saat hızla dönen rüzgarları barındıran Büyük Kırmızı Leke, zaman zaman küçülüp kaybolsa da Jüpiter'in yüzeyinde en çok dikkat çeken nokta olarak bulunuyor.

8. Jüpiter'in İnanılmaz Manyetik Alanı

jüpiter manyetik alan

Jüpiter'in manyetik alanı, Dünya'nın manyetik alanından yaklaşık 20 bin kat daha güçlüdür. Bu güneş sisteminin en güçlü manyetik gücü, bir insan için ölümcül sınırın 1000 katı kadar radyasyon yaratır. O kadar güçlü bir radyasyondur ki, bilinen en iyi koruma sistemine sahip NASA'nın Galileo sondasını bile yok edebilir. Bu manyetik alan, Jüpiter'in geçtiği yerlerde 1 milyar kilometrelik bir kuyruk izine neden oluyor.

7. Jüpiter'in Dönüş Hızı

jüpiter

Bildiğimiz gibi Dünya, kendi ekseni etrafındaki bir tam dönüşü 24 saatte tamamlıyor. Dünya'dan çok daha büyük bir gezegen olan Jüpiter ise inanılması güç şekilde, kendi ekseni etrafında 10 saatten daha kısa bir sürede dönüyor. Dünyamızda 24 saatte devir daim olan bir gün, Jüpiter'de sadece 9 saat 55 dakikada gerçekleşiyor.

Bu aşırı dönüş hızının elbette bir bedeli var. Jüpiter'in saatte 50 bin kilometre hızındaki dönüş hızı nedeniyle ekvatorunda bir çıkıntı ve zirvesinde yassılaşma meydana geliyor. Jüpiter'in kutupları, ekvatoruna oranla yüzde 7 oranında daha alçak bir yapıda bulunuyor.

6. Güneş Sistemindeki En Büyük Radyo

jüpiter

Güneş Sisteminin en büyük gezegeni olmak, diğer gezegenlerin büyüklüklerine yakın bir hacme sahip olmak Jüpiter'i pek çok alanda diğerlerinin önüne çıkarıyor. Radyo dalgaları da Jüpiter'in bu özelliklerinden biri. Ürettiği çok güçlü doğal radyo patlamaları Dünya'dan bile duyuluyor ve bu dalgalar radyo antenleri tarafından algılandığında son derece ürkütücü sesler oluşturuyor.

Jüpiter'den evrene yayılan radyo dalgaları elbette insan kulağıyla duyulamıyor. Ancak ekipmanlarla ses sinyallerine dönüştürülerek ilginç sonuçlara varılabiliyor. Üzerindeki iyonize gazların ve manyetik kutuplarının yaydığı radyo dalgaları, Güneş'ten bile kısa dalga boylarında oluşarak çok yoğun bir yapı gösteriyor.

5. Jüpiter Halkaları

jüpiter

Satürn gezegenini, onu çevreleyen halkalarla tanıyoruz. 1979 yılına kadar Jüpiter'in de çevresinde halkalar olduğu bilinmiyordu. Çünkü Jüpiter'in halkaları, Satürn'ün çevresindekilere oranla çok daha sönüktür ve dünya üzerinden bunları görebilmek mümkün değildir. Voyager One uzay aracının 1979 yılındaki keşfiyle birlikte bu konu da aydınlanmış oldu.

Jüpiter'i çevreleyen 3 halka var. Bunlardan en büyüğü 6 bin kilometre genişliğinde ve düz bir yapı gösteriyor. Bu halkaların tıpkı Satürn'dekiler gibi kuyruklu yıldızlar, asteroitler gibi gök cisimlerinin etkilerinden doğduğu düşünülüyor.

4. Gezegenlerin Koruyucusu

jüpiter

Güneş sisteminde Güneş'in ardından en büyük cisim Jüpiter. Böylesine büyük bir cisimin kendisine yakın diğer gök cisimleri üzerinde de elbette önemli etkileri oluyor. Jüpiter'in dev cüssesiyle doğru orantılı olarak ürettiği yer çekimi kuvveti, güneş sisteminin şekillenmesi ve gezegenlerin yerleşimi konusunda önemli rol oynuyor. Hatta güneş sisteminin oluşumu ve bugünkü halini almasında da Jüpiter'in etkisi olduğu düşünülüyor.

Jüpiter'in yarattığı yer çekimi etkisi, Uranüs'ün ve Neptün'ün şu an bulundukları konuma yerleştirdi. Jüpiter'in yer çekimi kuvveti elbette yalnızca gezegenleri etkilemiyor. Güneş sisteminde gezinen ya da sisteme giren asteroitlerin hareketlerinde de bu gaz devinin etkisi var. Gelecekte yaşanabilecek felaket teorileri arasında Jüpiter'in etkisiyle yönünü şaşırıp gezegenlere çarpacak asteroitler de bulunuyor.

3. Jüpiter ve Dünya'nın Aynı Boyuttaki Tek Parçası

jüpiter

Jüpiter'in büyüklüğünden sürekli bahsediyoruz. Ancak bu, her parçasının güneş sisteminin en büyüğü olduğu anlamına gelmiyor. İç çekirdeklerini karşılaştırdığımızda Dünya, Jüpiter'in gerisinde kalmıyor. Dünya'nın iç çekirdeği ile Jüpiter'in iç çekirdeğinin 1.300 kilometre civarında bir ortak noktada birleştiği tahmin ediliyor.

2. Jüpiter'in Atmosferi

jüpiter atmosfer

Jüpiter'in atmosferinde yüzde 90 oranında hidrojen ve yüzde 10 oranında helyum molekülleri bulunur. Küçük miktarlarda ise amonyak, su, metan gibi maddeler atmosferde yer alıyor. Jüpiter'in atmosferindeki bu ilginç kimyasal yapının kaynağı ise gezegenin çekirdeğine dayandırılıyor. İçeriği hala bilinmeyen yoğun yapıdaki iç çekirdek ve onun yoğun helyumla zenginleştirilmiş tabakası, atmosferin oluşumunda önemli rol oynuyor. Bu yapısı, Jüpiter'i tam bir gaz devi kılıyor.

1. Jüpiter'in Uydusu Callisto

callisto

Güneş sisteminin en kraterli gök cismi olan Callisto, Jüpiter'in bir uydusudur. Callisto Merkür ile aynı büyüklüğe sahiptir ve güneş sisteminin 3. büyük uydusudur. Diğer üç ana uyduya nazaran Jüpiter'den daha uzaktadır ve bu, daha az gelgit etkisi anlamına geliyor. Ayrıca tıpkı Ay'da olduğu gibi dönüş hızının etkisiyle Jüpiter'e dönük olan tarafı her zaman aynı taraf oluyor.


Callisto'yu 1610 yılında Galileo keşfetti. Ancak Galileo, bu keşfinde Callisto'nun yüzeyindeki kraterlerden habersizdi. Bilinen en kraterli yüzeye sahip gök cismi olan Callisto'nun yüzeyi 4 milyar yıldır hiç değişmemiştir.

11 Aralık 2016 Pazar

Korkunç bir deney: Küçük Albert Deneyi

by


Amerikalı ünlü psikolog John Watson ve asistanı Rosalie Rayner, korku hakkında bir araştırma yapmaya karar verdiler. Korkunun insanda sonradan gelişen bir durum mu yoksa doğuştan gelen bir dürtü mü olduğu konusunda yürütecekleri çalışma için çocukları incelemeye başladılar. Sonunda, 8 aylık Albert ile bu araştırmayı yürütmeye karar vererek gerekli hazırlıkları yaparlar.

küçük albert deneyi

Küçük Albert Deneyi olarak adlandırılan deneyde başlangıçta 8 aylık bebek Albert'e bazı nesnelere gösterilerek korku düzeyi ölçüldü. Minik bebek kendisine gösterilen tavşan, beyaz bir fare, maske, yanan kağıtlar, peruk gibi ilk kez gördüğü nesnelerin hiçbirinden korkmadı. Hatta hemen hemen hepsine gülümseyerek tepki gösterdi.

Deneyin esas başlangıç aşamasında Albert boş bir odaya konuldu. Odada sadece bebeğin oturması için bir yatak bulunuyordu. Boş odada bulunan Albert'in yanına beyaz bir fare konuldu ve tepkileri beklenmeye başladı. Ancak fareden korkacağı tahmin edilebilecek olan bu küçük çocuk fareden korkmadı. Üstelik fareyi çok severek onunla oynamaya, hareketlerine gülmeye başladı.

Buraya kadar masum gibi görünen deneyi korkunç deneylerden biri yapan olaylar ise bundan sonra gelişmeye başladı. Artık Albert fareye dokunduğunda demir çubukları birbirine vurarak gürültü çıkarılmaya başlandı. 8 yaşındaki bebek bu sesleri duyunca ağlamaya başlıyor, ağlaması kesilip oda sessiz hale gelince tekrar fareyle oynuyor, ona dokunuyordu. Ancak fareye her dokunduğunda gelen rahatsız edici sesler üzerine Albert fareye dokunmaktan korkmaya başladı.

Artık fareye dokunmaktan ve fareden korkmaya başlayan Albert'in karşısına bu kez tavşan gibi tüylü cisimler getirildi. Albert fareye benzeyen bu beyaz, tüylü şeylerden de korkup ağlıyordu. Sonrasında psikologlar tüylü, beyaz kostümlerle odaya girdiler. Giderek büyüyen tüylü nesneler Albert'te artık travma düzeyinde korkular yaratıyordu.

küçük albert deneyi

1920 yılında yapılan bu deney, duyulduğunda çok büyük tepkiler çekti. Henüz 8 aylık bir bebek olan Albert'e böylesine derin etkilere sebep olabilecek bu korkunç deneyin yapılması ve sonrasında da herhangi bir tedavi uygulanmaması çok konuşuldu. Denek Albert'e ne olduğu konusunda ise şüpheler var. En çok kabul gören iddiaya göre Albert 6 yaşında beyinde su toplanması nedeniyle hayatını kaybetti.

Dünyanın en korkunç deneylerini listelediğimiz ilk yazımızı buradan okuyabilirsiniz.