Her Şeyin Teorisi Filmi Konusu ve Kısa Özeti

Hadi Bilgi Yarışması için yarışmacılara verilen ipuçlarının muhtemel yanıtlarını aramaya devam ediyoruz. Bugün saat 12:30’daki yarışma için verilen Hadi ipucu The Theory of Everything, yani Her Şeyin Teorisi filmi oldu. Her Şeyin Teorisi kısa özeti ve filmin konusu, oyuncu kadrosu gibi bilgileri bir araya getirdik. Her gün ipuçları hakkında detaylı bilgiye ilk Merak Konuları’ndan ulaşabilirsiniz.

İpucu şu şekilde sorulmuştu: “Hadi bugün 12:30’da. İpucumuz bir dahinin hikayesinden geliyor. Modern bilim ve teknoloji tarihini değiştiren çok önemli bir bilim adamı. ‘’Her şeyin Teorisi’’ filmini izlemiş miydiniz? İzlemediyseniz kesinlikle tavsiye ediyoruz. Tabii ki izleyenler izlemeyenlere kısa bir özet geçebilir.

Her Şeyin Teorisi Konusu

Film, bir biyografi olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden fizikçi Stephen Hawking’in hayatı filmde konu alınıyor. Filmde Hawking’in gençlik yıllarına, 1960’lara gidiyoruz. Dünya sinema tarihine en başarılı ve en popüler biyografilerden biri olarak geçen film, ülkemizde de çok sevilmiş ve popüler olmuştur.

Kısa Özet

Herşeyin Teorisi, dönemimizin en parlak ve ünlü fizikçisi olan Stephen Hawking'in, 1960'larda Cambridge'de öğrenim görürken aşık olduğu sanat öğrencisi Jane Wilde ile hikayesini anlatıyor. 21 yaşındayken ölümcül bir hastalık teşhisi konan, yaşaması için sadece iki yılı kaldığı söylenen Stephen, çok parlak bir öğrencidir.

Hawking, kendisi gibi Cambridge öğrencisi Jane Wilde'a aşık olur. Hem Einstein'ın varisi olarak anılır hem de üç çocuk babası bir eş olarak hayatına devam eder. Stephen'ın fiziksel olarak çöktüğü, akademik unvanının yükseldiği yıllarda evlilikleri de ciddi bir testten geçecektir. Jane ve Stephen birlikte imkansızlıklara meydan okur, tıp ve bilimde yeni akımlar yaratır ve hayal edebileceklerinden daha fazlasını başarırlar.

Her Şeyin Teorisi Oyuncuları

Filmin yönetmeni James Marsh’tır. Stephen Hawking rolünde Eddie Redmayne oynarken Felicity Jones; Jane Hawking rolünü oynamştır. Charlie Cox, Emily Watson, Simon McBurney, David Thewlis gibi oyuncular da filmde karakterlere can vermiştir.

Çinliler Neden Yemek Çubukları ile Yer? Yemek Çubuğu Hakkında İlginç Bilgiler

Uzun bir süredir ülkemizde ve dünyanın hemen her medeni ülkesinde yemek yerken çatal ve bıçak kullanılıyor. Ancak bazı ülkelerde farklı araçlarla da yemek yenebiliyor. Bunlardan en çok bilineni Japonya ve özellikle Çin’de kullanılan yemek çubukları olarak göze çarpıyor. Japon çubuğu ya da Çin çubuğu olarak da bilinen chopstick hakkında bilgileri bir araya getiriyoruz.

Chopstick (yemek çubuğu) nedir?

Bu çubuklar yaklaşık 5.000 yıldır Çin’de kullanılıyor. Ancak en eski versiyonları yemek yemek için değil, pişirmek için kullanılırdı. Dallardan yapılan Çin çubukları sıcak su veya kızgın yağ dolu tencerelerin dibine ulaşmak için çok uygundu. Bunlar yaklaşık olarak M.S. 400 - 500 yıllarına kadar sofra aracı olarak kullanılmaya henüz başlanmamıştı.

Çinliler neden çubukla yemek yer?

Bu konuyu etkileyen faktörlerden bir tanesi, ülke çapında yaşanan nüfus patlamasıydı. Bu nüfus artışının bir sonucu olarak, özellikle yemek pişirmek için odun, kömür gibi kaynaklar son derecede azdı. İnsanlar yiyeceklerini küçük parçalara ayırmaya başladılar, böylece daha hızlı pişmesi ve daha az yakacak kullanılması sağlandı.

Yemekler böyle pişirildiğinde ısırmak için çok az şey kaldığından, lokma büyüklüğündeki yemek parçaları sofra bıçaklarını anlamsız kıldı. Daha ucuz malzemelerden ve daha kolay şekilde yapılan çubuklarla yemek için daha uygun bulundu. Böylece yeni bir trend doğdu.

Sofra bıçaklarının Uzakdoğu’daki düşüşü, aynı zamanda vejetaryen olan ünlü düşünür Konfüçyüs'ün öğretilerinden de etkilendi. Konfüçyüs, bıçakla yemek yemeyi doğru bulmuyordu. Onurlu insanların hayvanların katledildiği mezbahalardan ve bıçaklardan uzak durduğunu ifade ediyordu.

Çinlilerin kullanmaya başlamasının ardından yemek çubukları Japonya, Kore ve Vietnam gibi diğer Asya ülkelerine de yayıldı. Ancak Japon çubukları ile Çinlilerin yemek çubukları arasındaki farklar vardır. Tek parça bambudan yapılmanın yanı sıra Japon yemek çubukları aslında sadece dini törenler için kullanıldı. Ancak çubuklar her iki ülkede de popüler olmaya devam etti ve hala tercih edilen araçlar olarak göze çarpıyor.

Bambu çubukların popülerliğine rağmen gümüş çubuklar yiyecek zehirlenmesini önlemek için bazen Çin hanedanı döneminde sarayda kullanıldı. Hanedan üyelerinin zehirlenmesine karşı, toksinle temas ettiğinde siyahlaşan gümüş tercih edildi. Ancak siyanür veya arsenik gibi şeylere dokunduğunda siyaha dönmeyen gümüş; yumurta, soğan gibi zararsız yiyeceklerde siyaha dönüşebiliyordu. 

Yemek çubukları ile pirinç yemek zor görülür ve neden böyle bir aracın kullanıldığı hep merak konusu olmuştur. Ancak aslında burada çubuklar, kaşıktan daha kullanışlı kabul edilir. Asya'da pirinçler sakız gibidir ve küçük ya da orta taneli yetişir. Böylelikle, birbirine hemen yapışır ve çubuklarla kolayca alınır. Bizim kullandığımız pirinçleri bu şekilde tüketmek ise elbette zordur.

Chopstick Hakkında İlginç Bilgiler

Çin tarihinde, üzerinde yazı olan ilk yemek çubukları Yin’in kalıntıları arasında bulunmuştur.

Çin’de bambu ve odundan yapılan çubuklar hala kullanılmaktadır. Ancak Japonya’da bu gelenek sona ermiştir.

Yemek çubuklarının kullanımıyla alakalı olarak Asya ülkelerinde bazı görgü kuralları vardır. Örneğin Çin’de yemeği çubukla karıştırmak, yemeğin içinde gezdirmek, tabağın kenarına çubukla vurmak görgüsüzlük olarak sayılır ve ayıplanır. Ayrıca çubuklar tabağın içinde değil, üzerinde yatay şekilde bırakılmalıdır.

Japon kültüründe çubuklarla başka birinin tabağına yemek koymak, çubukların masanın üstünden geçirilmesi ayıp kabul edilir. Tayvan’da çubukların ağızda usun süre kalması, ısırılması, çorba kasesinden bir şeyler almak için kullanılması kabalıktır. Kore çubukları konusunda da yaşlılardan önce gençlere verilmesi, pirinç yemek için kaşığın tercih edilmesi, kasenin ağıza yaklaştırılması ayıp kabul edilir.

İkili Bisiklet Nedir? İkili Bisikletin Diğer Adı Nedir?

Hadi ipucu için yarışmacılara cevapları vermeye devam ediyoruz. Bu yazımızda ikili bisiklet nedir, ikili bisikletin adı nedir soruları cevabımız olacak. Dünyanın endüstriyelleşmesi ve beton yığınları arasında kalmamızla birlikte, doğa gezileri daha çok tercih edilir oldu.

Doğa gezilerinde en çok kullanılan araçlardan biri de bisiklet oluyor. Bir kişi için tamam, ancak iki kişi aynı havayı soluyarak gezmek istiyorsa? İşte o zaman büyük bir birliktelik gerektiren iki kişilik bisikletler devreye giriyor.

Bu akşamın ipucu “Havalar güzelleştikçe hep bir doğaya kaçış ya da bisiklet gezintileri ön plana çıkar Daha kalabalık ekiplerle her şey daha eğlenceli olabilir. Peki ikili bisikletleri hiç görmüş müydünüz? Deneyimleme fırsatınız oldu mu? Biz ikili bisiklet diyoruz ama başka adı var mıdır?” şeklinde sorulmuştu.

İkili bisiklet nedir?

Bu bisikletler aynı gövdeyi iki kişinin kullanması esasına dayanır. İki kişilik bir bisiklet istemek için pek çok neden var ve en etkileyici olanları, biraz saçma görünmeleri ancak dolayısıyla delice eğlenceli olmalarıdır. Senkronize şekilde binmeyi öğrenmek, iletişim becerilerinizi ve güveninizi geliştirmeye istekli olmayı gerektirir.

Bu bisikletlerde öndeki biniciye pilot, arkadaki biniciye stoker denir. Sürmesi ve dengede kalması dahi oldukça zordur. Ancak iki sürücü de iyi iletişim halinde olur, eşit aralıklarla pedal çevirirse aslında sürmesi son derece kolaylaştırılır.

İkili bisikletin adı nedir?

Bu tür bisikletler, tandem olarak adlandırılır. Tandem bisiklet şeklinde ifade edilse de aslında İngilizce’de “tandem” doğrudan ikili bisikletin karşılığı olarak adlandırılmıştır. Art arda, peş peşe gibi anlamları olan “tandem” kelimesi, zamanla bu bisikletlerin karşılığı olmuştur.

Erkek ve Bayanlarda Saat Hangi Kola Takılır?

Günümüzde insanların kullandığı aksesuarların başında belki de saat geliyor. Öyle ki, diğer birçok şeye çok fazla para vermeye karşı olan insanların dahi mesele saat olduğunda 1.000 TL’lere varan (bu miktar artabiliyor) ücretleri gözden çıkardığı oluyor. Bu yazımızda saat hangi kola takılır, bayan ve erkek için değişir mi sorularını ele alıyoruz.

Bilindiği üzere alyanslar, söz ve evlilik yüzükleri geleneksel olarak sol elin yüzük parmağına takılıyor. Ancak saatler için bu şekilde bir gelenek yoktur. Hem erkekler hem de kadınlar, hangi bileklerine takacaklarına çoğu zaman hangi eli kullandıklarına bağlı olarak karar verir. Bazen de, zamanı öğrenmek için değil de bileklikler gibi bir aksesuar gibi takılıyorsa, işin içine farklı denklemler girebiliyor.

İnsanların yüzde 70 - yüzde 95'i sağlak olduğu için ve kolda bulunan nispeten ağır bir takı ile çalışmak zor olacağından, saatlerin sol kola takıldığını daha sık görürüz. Ayrıca sağ elini kullanan bir insan için sol kolda bulunan saate bakmak daha kolay olacaktır. Bunun bilincinde olan firmalar da çoğunlukla saatleri sağ perspektiften bakmaya, ayarını sağ ile yapmaya daha müsait şekilde tasarlar.

Solak olanlar için ise ilginç bir bilgi bulunuyor. Bazı araştırmalara göre solakların saatlerini her iki kola da eşit ağırlıkta taktığı söyleniyor. Ancak yine yukarıda belirttiğimiz gibi bazıları, saatlerini sağa takmanın daha kullanışlı olduğunu söylüyor. Bir ilginç bilgi daha: solak olan eski Başkan Barack Obama, sağlak olan Jessica Simpson gibi ünlüler her iki bileğine de saat takıyor.

Başlangıçta sağlaklar için üretim yapan firmalar, sol piyasanın da ihtiyaçlarını dikkate almaya başladı. İlk olarak MB & F saat firması 84.000 dolarlık; sağ kola takılan ve sol elle ayarlanabilen bir saat yarattı. Ancak tasarımların genel olarak kullanışlılık üzerine değil de moda açısından ortaya çıkarıldığını belirtmekte fayda var.

Bayan saatleri ile erkek saatleri konusuna da değinelim. Bu konuda cinsiyet farkının hiçbir önemi yoktur. Çünkü yukarıda söylediğimiz gibi, saatlerin hangi kola takılacağı konusunda herhangi bir gelenek yoktur. Bu cinsiyetten tamamen bağımsız, kullanışlılık esasına dayalı bir karardır.

Kimisi bilezik gibi, kimisi ancak bir bant kadar kalın, kimisi çok büyük, kimisi oval, kimisi kare… Onlarca saat çeşidi arasından bütçenize uygun, kullanışlı ve şık olanlarını tercih edin. Hangi kola takacağınız ise tamamen size kalmıştır. Çünkü bu konu sadece hangi eli kullandığınıza, nasıl rahat ettiğinize, canınızın nasıl istediğine bağlıdır. Merakla kalın.

Koşan Adam Lakaplı Şarkıcı Kimdir? Kokoreç Şarkısı Hakkında Bilgiler

Koşan adam lakabıyla tanınan şarkıcı, Hadi ipucu olarak yarışmacıların karşısına çıkacak. Hadi Bilgi Yarışması tüm hızıyla sürerken, Merak Konular internet sitesi olarak yarışmacıların heyecanına ortak olmaya devam ediyoruz. Her yarışmada olduğu gibi bu yarışmanın da ipucunu herkesten önce Merak Konuları’nda bulabileceksiniz. Her gün ipuçlarına kolayca ulaşmak için Hadi İpucu sayfamızı takip edebilirsiniz.

Koşan Adam kimdir?

Bu lakap ile tanınan ünlü şarkıcı, Mirkelam’dır. Mirkelam’ın koşan adam olarak bilinmesinin nedeni ise Her Gece isimli şarkısıdır. İlk olarak çıktığı bir televizyon programında kendisini Koşan Adam olarak tanıtmıştır ve daha sonra da bu isimle anılmaya devam etmiştir. Her Gece şarkısının klibindeki koşuşu ise hep akıllarda kalmıştır.

Kokoreç Şarkısı Hakkında Bilgiler

Yine Mirkelam’a ait olan Kokoreç isimli şarkı, şarkıcının en ünlü şarkılarından biri olmuştur. 2001 yılında çıkan Unutulmaz isimli albümde bu şarkı yer almıştır.
Şarkı Türkiye’nin 2009 yılında Avrupa Birliğine girdiği ve kokoreçin yasaklandığı varsayımı üzerine işlenmiştir. Sözlerinde “kokoreç, sensiz olmaz” ifadeleri de bunu ortaya koyar.

Mirkelam kimdir?

Asıl adı Fergan Mirkelam olan şarkıcı, 1966 yılında dünyaya gelmiştir. Şarkıcı olmayan ancak besteleri bulunan babasından etkilenmiştir. İstanbul’da büyüyen Fergan, Fenerbahçe Lisesi’nden mezun olmuştur. Daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesi’nde öğrenimine devam etmiştir.

Çocukluk yıllarından itibaren müzikle ilgilenen Mirkelam 1986 yılında Eurovision şarkı yarışmasına Kayahan ile birlikte katılmıştır. Daha sonra Burak Kut, Nazan Öncel gibi ünlü şarkıcılarla birlikte çalışmıştır. Koşan Adam olarak tanındıktan sonra ilk albümü büyük ses getirmiş, ikinci albümü ise 750 bin satış sayısına ulaşmıştır.

İzcilik Selamı Nedir? İzcilik Hakkında Genel Bilgiler

Evrensel bir gençlik hareketi, bir sosyal etkinlik olan izcilik; 100 yılı aşkın süredir gençler tarafından ilgiyle karşılanıyor. Hadi ipucu olarak da sorulacak olan izcilik selamı, izcilik hakkında bilgiler gibi konularla bugün karşınızdayız. Yazımızca izci selamı nedir, nasıl verilir ve ne anlama gelir, izcilik nedir gibi sorulara yanıt arayacağız.

İzcilik nedir? 

Kelime anlamı itibariyle aranan bir kişiyi, bir hayvanı ya da kaybolan bir şeyi; geride bıraktığı ipuçlarından faydalanarak bulmaya çalışan kişiye izci denir. Ancak izcilik daha çok doğada hayatta kalabilme, farklı zorlukların üstesinden gelebilme becerilerinin sosyal etkinliklerle birlikte eğlenceli bir şekilde edinildiği gençlik hareketidir.

İlk olarak İngiltere’de ortaya çıkan bu gençlik hareketi, 1907 yılında ilk teşkilatını kurmuştur. Bu yıldan sonra hızla dünyaya yayılırken, 1920 yılında ilk İzcilik olimpiyatları yapıldı. Türkiye’de de 1908 yılından itibaren adından söz edildi ve 1912 yılından itibaren faal olarak eyleme dönüştürüldü. 

İzcilik selamı nedir?

Tıpkı askerlikte olduğu gibi, izcilikte de liderin yanına gelindiğinde selam verilir. Selam verilmesinin nedeni budur. Selamın ardından da lidere neden gelindiği anlatılır. Ancak izci selamı, farklı ülke askerlerinin yaptığı selamlaşmalardan farklı olarak, tüm dünyadaki izciler tarafından aynı şekilde verilir. 

İzcilik selamı ne anlama gelir? 

İzci selamının anlamı, 5 parmakta ve avuç içinde gizlidir. Yüzük parmağı başkalarına yardım etmeyi, orta parmak izcilik türesine uymayı, işaret parmağı Tanrı ve vatana hizmet etmeyi, serçe parmak büyüklerine saygı göstermeyi, baş parmak ise küçüklerini sevip korumayı temsil eder. Selamda görünen avuç içi kısmı ise dünyadaki tüm izcilerin kardeşlik bağıyla bağlanmasını ifade eder. 

İzci selamı nasıl verilir?

Yine tıpkı askerlikteki gibi, baş açıkken ya da başta kep varken farklı selamlar verilir. Baş açık ise işaret, orta ve yüzük parmakları birleştirilir. Serçe parmak ile baş parmak avuç içinde birbiri ile birleşir ve el kaldırılır. 

Başta şapka ya da kep varken parmaklar, yukarıda anlattığımız gibi birleştirilir. Bunun ardından işaret parmağı alnın sağ üst hizasına gelecek şekilde el kaldırılır. Burada işaret parmağının kepin kenarına değmesine dikkat edilmelidir.

Atını Seven Kovboy Filmi Hakkında Bilgiler – 1974 Türk Yapımı Red Kit

Sinema tarihimizin en ilginç filmlerinden biri olan, 1974 yapımı Atını Seven Kovboy filmi hakkında bilgileri bu yazımızda ele alıyoruz. Sadri Alışık’ın başrolünde oynadığı renkli Türk western komedi filmi, ayrıca Türk Red Kit olarak da anılıyor. Sadri Usta’nın bu filmini, konusunu, oyuncu kadrosunu inceledik. Konu ayrıca Hadi İpucu olarak da yer alacak.

Filmin diğer adı, Ret Kit Daltonlara Karşı'dır. 1974 yapımı filmin yönetmenliğini Aram Gülyüz üstlenmiştir. Senaryo yazarı Özdemir Birsel, görüntü yönetmeni Muzaffer Turan’dır. Yapımcılık işini ise Cahit Uçuk ve filmin yönetmeni Özdemir Birsel yapmıştır.

Atını Seven Kovboy Konusu

1974 yılında çekilen film, Vahşi Batı’da bir kovboyun hikayesini ele alıyor. Haydutlarla mücadele eden Red Kit, Teksas’ın Ölübol Kasabası’na geliyor. Burada kötü karakterlerin başında Karasakal bulunuyor. Mersedes’in babasını öldüren ve mallarını kendisi alan Karasakal, Moruk’un çiftliğine de sahip olmaya çalışmaktadır. Ayrıca Dalton Kardeşler de kasaba halkına korku salar. Red Kit’in amacı, kasabayı bu haydutlardan temizlemektir.

Atını Seven Kovboy Oyuncuları

Filmin kadrosunda dönemin sevilen birçok ismi yer almaktadır. Red Kit rolünde Sadri Alışık oynarken, Şerif rolünü Cevat Kurtuluş, Mercedes rolünü Figen Han, Karasakal rolünü Ekrem Gökkaya, Joe Dalton rolünü Aydın Babaoğlu oynamıştır.

Filmde ayrıca Reşit Çıldam, Kamer Sadık, Ahmet Sert, Haldun Ergüvenç, Ali Demir, Zeki Alpan, Ayton Sert, Ali Şen, Kamer Baba, Harun Atalay, Kudret Karadağ, Seyhan Gümüş, Süheyl Eğriboz ve Sami Hazinses yer almaktaydı.

Gazlı İçeceklerin İçeriğinde Neler Vardır?

Özellikle yaz mevsiminde, içecekler oldukça fazla tüketiliyor. Sıcak günlerde gazlı içeceklerin içeriğinde yer alan zararlı maddelere rağmen birçok insanın tercihi yine bu meşrubatlar oluyor. Hakkında birçok iddia olan, doktorlar ve araştırmacılar tarafından sağlığa zararlı etkili olduğu söylenen gazlı içeceklerin içeriği tartışılıyor. Hadi ipucu olarak da yarışmacıların aradığı gazlı içeceklerin içerisinde neler vardır sorusuna yanıt veriyoruz.

Gazlı İçecek Nedir?

Gazlı içecekler, İngilizce’de “carbonated drinks” olarak anılır. Bunun nedeni ise karbondioksit gazı içermesidir. Gazın, içecek içerisinde çözüldüğü sürece karbonasyon denir. Bu işlem, karbondioksitin yüksek basınçta içeceğe enjekte edilmesi ve daha sonra kabın tamamen dış ortamdan izole edilmesini içerir. Karbondioksitin çözünürlüğü düşük basınç altında daha az olduğu için çözülmüş gaz, bildiğimiz gibi içeceğin kabı açıldığında ve basınç boşaldığında kabarcıklar olarak çıkar.

Su içinde çözünebilen en fazla karbondioksit miktarı her litre başına 8 gramdır. Bunun fazlası sadece içecek basınç altındayken içeride kalabilir. Kabın içindeki gaz serbest bırakıldıktan sonra  karbondioksit kaçmaya başlar.

Bu meşrubatların içerdiği yapay karbonatlaşma, 1767 yılında İngiltere'de Joseph Preistley tarafından başlatıldı. İlk ticari faaliyet 1783 yılında İsviçre'de, maden suyunu gazlı içecek haline getiren Jacob Schweppes tarafından yapıldı.

Gazlı İçeceklerin İçinde Neler Vardır?

Yukarıda bahsettiğimiz gibi en bilinen madde karbondioksittir. Gazlı içeceklerin içine ne olduğu sorulduğunda verilecek yanıt muhtemelen karbondioksit olacaktır. Ancak elbette gazozlar, maden suları farklı maddeler de içermektedir.

Karbon dioksitin yanı sıra gazozların içinde bol miktarda şeker bulunur. Ayrıca gazozların içeriğinde kafein ve teobromin, fosforik asit, sitrik asit, sodyum sitrat, sodyum benzoat, asorbik asit gibi pek çok etken madde bulunur.

Gazlı İçeceklerin Zararı Var Mıdır?

Bu çok tartışılan ancak aslında bir kesinlik taşıyan bir sorudur. Zira bu meşrubatların elbette zararlı vardır. Bunlardan biri, midenin fazla karbondioksit tutmaya yetecek yapıda olmaması ve ayrıca içerdiği asitler nedeniyle de reflü, ülser gibi rahatsızlıklara yol açmasıdır. Ayrıca içerdikleri şeker yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi maddelerden elde edilir ve bu maddeler kolesterol, obezite, şeker hastalığı gibi birçok ciddi rahatsızlıklara neden olabilir.

Fifa Kokartı Nedir? Fifa Kokartlı Türk Hakemler

Biz en çok UEFA’yı duyuyoruz. Ancak uluslararası futbolun başında Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği yer alıyor. Dünyanın en popüler sporu olarak bilinen futbolun güncel kuralları, turnuvaların oynanacağı yerler gibi tüm detayları bu kuruluş belirliyor. Bu yazımızda özellikle FİFA kokartı nedir sorusuna yanıt arıyoruz. Bu konu Hadi ipucu olarak da yarışmacıların karşısına çıkacak.

FİFA nedir?

Orijinal ismi Fédération Internationale de Football Association olan kuruluş, 1904 yılında İsviçre’nin Zürih kentinde kuruldu. Merkezi hala Zürih’te olan, İsviçre’ye bağlı bir dernektir. Kuruluşun UEFA gibi 211 üye dernekleri vardır. Amacı ise futbolun sürekli olarak iyileştirilmesidir.

Futbol, dünyaca ünlü bir spordur. Bu nedenle oyun nerede oynanırsa oynansın kurallar her yerde aynı olmalıdır. FİFA, hakemler için hakemlik standartlarının gelişmeye devam etmesini sağlamaya çalışan bir kuruluştur. Oyunun kurallarının her yerde aynı şekilde uygulanması için hakemlere büyük önem verilir.

FİFA Kokartı nedir?

Yukarıda belirtiğimiz gibi FİFA, hakemlerin eğitimine büyük önem veriyor. Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi, kıta şampiyonaları gibi önemli organizasyonlarda görev alacak hakemleri de bu kuruluş belirliyor. Elbette bu maçları yönetecek hakemler için FİFA’nın koyduğu bazı standartlar bulunuyor.

İşte bu standartları sağlayan, belirli bir seviyede olan hakemler, kuruluş tarafından eğitime alınıyor. Sürekli eğitim programı çerçevesinde uygulanan bu eğitimin sonucunda hak kazanan hakemler, FİFA kokartı almaya hak kazanıyor. Yani özetle FİFA kokartı, uluslararası maçları yönetmek üzere seçilmiş hakemlere verilen unvandır.

FİFA Kokartlı Türk Hakemler

2018 yılı itibariyle FİFA kokartı almış Türk hakemler, kuruluş tarafından duyuruldu. Buna göre Cüneyt Çakır, Neslihan Muratdağı, Hüseyin Göçek, Melis Özçiğdem, Mete Kalkavan, Cansu Tryak, Halil Umut Meler, Halis Özkahya, Ali Palabıyık ve Alper Ulusoy’un kokartı bulunuyor.

Kokartlı yardımcı hakemlerimiz ise Bahattin Duran, Sedef Aktan, Kerem Ersoy, Deybet Gök, Mustafa Eyisoy, Mürvet Yavuztür, Ekrem Kan, Betül Nur Yılmaz, Serkan Olguncan, Tarık Ongun, Esat Sancaktar, Ceyhun Sesigüzel, İbrahim Çağlar Uyarcan ve Kemal Yılmaz’dır.

Efsanevi Kral Arthur Kılıcı Hakkında Bilgiler

Romanlarda, filmlerde ve anlatılarda sıkça duyduğumu tarihi karakterler vardır. Bunlardan biri de Kral Arthur olarak öne çıkıyor. Efsanevi Kral Arthur karakteri, özellikle de kılıcı ile çokça bilinen bir karakterdir. Bu yazımızda Kral Arthur kılıcı hakkında bilgileri bir araya getiriyoruz. Bu konu ayrıca Hadi ipucu olacak yarışmacılara sorulacak.

Kral Arthur Kimdir?

Efsanevi ancak gerçek olduğu tartışmalı bir karakter olan Kral Arthur, 5. ve 6. yüzyılın başlarında yaşayan bir İngiliz liderdi. Yine efsanevi Camelot'un yöneticisi olarak bilinir. Kral Arthur ismi İngiliz tarihinde ilk olarak, 830 yılında bir savaşta 980 savaşçıyı öldüren bir İngiliz generali olarak, Nintonlar tarafından dillendirilmiştir.

Bu, efsanenin başlangıç noktasıydı ve bugün hala bilim adamları tarafından tartışılır. Halk edebiyatı dışında, varlığını kanıtlayan hiçbir delil bulunamamıştır. Kral Arthur, eşi Guinevere, Sir Lancelot ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri ile birlikte, Camelot'un diğer efsane karakterleri oldu. Ancak filmlerde ve romanlarda yer alması onu bugün popüler hale getirdi.

Kral Arthur’un kılıcının adı nedir? Efsanelerde çokça yer alan, hatta Arthur’un adının bile önüne geçen kılıcın adı Excalibur’dur.

Excalibur Hakkında Bilgiler

Kral Arthur efsanesine göre Excalibur, Kral Arthur'un sihirli kılıcıdır. Efsanenin bir versiyonuna göre kılıç bir taşa saplanmıştır. Kılıcı taştan çeken İngiltere'nin kralı olacaktır. Dönemin en güçlü erkekleri kılıcı dışarı çıkarmaya çalıştı. Ama hiçbiri başarılı olmadı. Bir gün genç Arthur taşı kolaylıkla çıkararak kral olmayı hakettiğini kanıtladı.

Diğer bir efsanede ise Arthur,  su altı dünyasında yaşayan gizemli bir figür olan Göl Leydisi’nden Excalibur'u aldı. Ancak ilk efsane filmlerde daha çok kabul görür.